özledim, çamurdan yaptığım arabayı
özledim, saçlarına toka yaptığım dağ çiçeklerini
seni özledim çocukluk aşkım
paylaştığımız bayram şekerlerini
şimdi soruyorum acımasızca geçen
takvim yapraklarına
nasıl sığdırıldı çocukluğum
bir iki siyah beyaz fotoğrafa...
____________________________________________
ilk sarılışındaki sıcaklığını,
ilk öpüşmemizdeki dudaklarını özledim
ve ne gariptir ki
sonradan farkettim
gözlerindeki yeşilin sadeliğini
ilk yaktığım sigaranın pişmanlığını
ilk kanayan yaramın kabuk tutuşunu
ilk defa sevmenin
acımasızlığını hissettim bugün
ve böyle geçti gençlik çağı ...
_____________________________________________
ilk defa yalan söyledim anneme
ilk günahkar bakışlarımı gördüm aynada
ilk pişmanlıklar ilk sızı
tövbeye muhtaç dudaklarımda ...
sonu olmayan bir yola yeni çıkmış gibi
korkak, tedirgin
vurdumduymaz bir tavırla
düştüm gurbete
ilk günden sonra küfrederek ağladım hep
sabahlara dek.
yaşamı anlamak için
ne filozof olmaya gerek var ,
ne de çıplak ayak kalmaya
düşünce gurbet yollarına
herşeyi öğreniyorsun arkadaş....
______________________________________________
önce çocukluk,
sonra gençlik
bir bakmışsın aynaya
yüzünde nur yok
öylece toprağa serilmişsin
arkandan dua eden yok
vah vah garibim
sırtında dünya yükü
sen hep ezilmişsin altında toprağın...
______________________________________________
---LiMON---