KELEPÇELİ RÜYALAR
senin gözlerin deryadan tufana bakarken
ismini dudakların anarken
bir gün kalbimi avcuna koyacağım
çingene duygularım ıslatacak kurak toprağını
sen uzaklarda martısız maviliklerde oynaşırken
sen buzul çağlarından kalma kolyemle tanışırken
benim göz çukurlarımda özlem ölüm sancı çekerken
hasret dudağın meydanlarda saz çalarken ismimi sayıklıyacak,
oysa çoktan ismim senden habersiz.
binlerce şarapnel gibi dağıldı bu topraklarda
gözlerim nafile sürgün yolarında
bir daha hasrete inat
kelepceli rüyaları yaslıyacağım gurbetten fizana
ruj leken düşecek alnıma
şafaktan doğan güneş gibi
sarhoş gözlerim ayaklarında yıldız sayacak
parmakların bileğimi perçinliğecek
yosun tarlacıkların da
dilim sürünecek
nufus cüzdanında
şafaktan kızıl güneş doğacak
adetli kadın misali
ben memnun
sen memnun
bu hayatın ilk ve son baharın da
ismim muh gibi dikişi sökülmüş kalbin ortasında
sana teslim olmuş bir ala geyik gibiyim
ya gelip yarayı pansuman edeceksin
yada iki mermi sıkıp gideceksin
ne olursa olsun
bence hayat sensin
ne kızarım
nede küserim
ayrılıksa ölümle bedelini öderim
irfan kökten