Bir gece yarısı,
henüz nisan ayının ortaları,
Gizem dolu bir şehir,
Bir apartman dairesi,
Köhne, yıkık ve kırık dökük...
Darmadağınık odam,
Her seferinde göz göze geldiğim
Karmakarışık elbise dolabım,
Kapı gıcırtıları,
Üst kattan kulağıma gelen ilginç kahkahalar,
Şehrin bir yerlerinde duyabildiğim kadarıyla dönüp dolaşan polis arabaları,
Sessizliği bir anda telaşa boğan ambulans sesleri,
Kafamda hakim olamadığım düşünceler,
Bir yanımda hatıralar,
Bir yanımda yarım kalan şiirim,
Ve notlarım arasında gözüme ilişen şairin o sözleri,
"Akşam yine akşam yine akşam"...