Atatürk'ü bildiğini sanan da yanılır
Dini bildiğini sanan da yanılır
Demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü, adaleti, akıl-ruh sağlığını bildiğini de yanılır
Türkçeyi bildiğini sanan da yanılır
Çünkü dünyayı akıldışı-bilimdışı-ahlakdışı-insanlıkdışı dünya olan siyaset yönetmekte
Toplumlara herşeyi bu akıldışı-bilimdışı-ahlakdışı-insanlıkdışı dünya olan siyaset öğretmekte,
Ben size doğrusunu
Atatürk'ün, demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün, adaletin, akıl-ruh sağlığının
Ahlakçılık ve bilimsellikçilik demek olduğunu
Atatürk'ün 'Önce ahlak ve bilim, gelir; beni değil ahlakı ve bilimi dinleyin'i öğrettiğini
Dinin dini tanımlayan, 'Din mantık, ahlak, bilim, vicdan, merhamet, adillik
Dürüstlük, güvenilirlik, tarafsızlık, sakinlik, medenilik, sadelik, israfsızlık, nefssizlik
Ve bunlarla inzivadır' diyen Din hadisileri'nin tanımı olduğunu
Türkçenin de gerçekte ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum
Gereksiniminiz olan tekşey(tek şey) 'Dürüstlük'tür,
Savım ki okullarda 'Türkçe dersi' diye öğretilen ders gerçekte Türkçeyi öğretmiyor
'Türkçe' diye konuşulan, yazılan dil gerçekte 'Türkçe' değil, 'Türkçe varsayılan' dil,
Örnek ki 'Son' sözcüğünün anlamı nedir
Tanımı değil, 'Anlamı' nedir
Türk dil kurumu sözlüğünde bile 'Son'un doğru, gerçek anlamı yazmıyor
Savım ki 'Son' sözcüğü 'On' sayı sözcüğünden türetilmiştir
Temel sayıların 1-10 arası olduğu, 1'de başlayıp 10'da(Onda) bittiği düşünülürse
Temel sayıların uç noktası '10' yani 'On' olur
Yani '10' demek 'Bitim noktası, bitiş noktası' demek,
Evet, savım ki 'Son' sözcüğü 'On' sayısından ve 'Geriye doğru yöntemi' ile türetilmiştir.
Necdet Gürçiftçi
Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge
İnternette yayınlandığı zaman: 11.6.23/10.01