Şiir Defteri

BEN MERHAMETİ YEĞLİYORUM (ŞİİR)

Yazan: Birturkbilgesi
10.09.2022 / 02:58
269 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bugün; sevgi, şefkat ve merhamet üzerine bir deneme yazmak istiyorum Montaigne ve Mevlana geldi bu yüzden aklıma! Mevlana, merhamet Montaigne, deneme demek çünkü bende, bence Issız bir adaya ya da uçsuz bucaksız bir çöle ya da bir bataklığa düşecek olmanız, önlenemez Bir yazgınız 'Sevgi, şefkat ve merhamet'ten yalnızca birini yanınıza almak, istemek hakkınız olsaydı Hangisini seçerdiniz Yine; eşinizden, sevdiğinizden, çocuklarınızdan ya da bu üç şeyden hangisini isterdiniz?' Ben 'Merhamet'i yeğlerdim, Deneme sevgisi de bir sevgidir Deneme denilince, benim de aklıma hemen Montaigne gelir Batılı eğitim veren okullarımızda beynimiz öyle yıkanmış, şartlandırılmıştır çünkü Montaigne'in deneme türüyle özdeşleştirilmesi; deneme türünün temsilcisi Simgesi sayılması Montaigne'in deneme sevgisinden, ustalığından değil Seneme türünün felsefeye olan yakınlığından Denemenin edebiyatın değil, gerçekte felsefenin bir türü ve Montaigne'nin de Bir yazardan çok düşünür, felsefeci olmasından ileri gelir bence daha çok Gerçekten de Montaigne bir edebiyatçı, yazar olmaktan çok filozof, düşünür Olarak tanımlanır Düşüncem şudur ki deneme; edebiyatın bir alanı olmaktan çok, felsefenin edebiyatıdır, Kendi tarihimize, halkımıza ait yazarların, düşünürlerin dışlanması, küçümsenmesi Yanlışlanması Batılı yazarların ve düşünürlerin ise övülmesi, baş tacı edilmesi, doğrulanması Türkiye'deki Batıcı aydınların adeta ulusal geleneği ve tabusu sayılmakta gibi geliyor bana İşte bu yüzden ki Mevlana'nın 'Yanmayan yakamaz!' sözüne; korsuz, sönmüş, soğuk Kara bir küle bakar gibi bakılırken Montaigne ise haksız yere ve bilinçsizce baş tacı edilmiş Eşsiz bir ışık, önder sayılmıştır bu kişilerce Bence ise her Batılı yazarınki ve düşünürünki gibi Montaigne'in yazıları da yanlışlarla Mantıksızlıklarla dolu Örneğin, 'Denemeler'inde, 'Yaşama Bağlılık' bölümünde, Timurlenk'i Cüzzamlılara iyilik, insanseverlik yaptığını söyleyerek Rastladığı her cüzzamlıyı öldürmesi yüzünden zalim olarak tanımlıyor Bu düşüncesine ise Stoalı filozof Antisthenes'in ağır hasta yatarken 'Beni bu acıdan kim Kurtaracak!' diye bağırdığında Onu ziyarete gelen Diogenes'in 'İşte bu hançer seni hemen kurtarır' diyerek Bir hançer uzattığında 'Yaşamaktan değil acılarımdan kurtulmak istiyorum' diyerek Yaşama sevgisini kutsamasını Kendisinin, yaşıyor olmayı her şeyden, her acıdan üstün, değerli, önemli tutma düşüncesine Kanıt gösterme yanlışına düşüyor Ona göre bu sözü bir Türk'ün değil de bir Batılının söylemiş olması doğruluğuna kanıttır Tıpkı Batıcı aydınlarımızın 'Kutsal kanıları'' gibi Oysa öyle anlar, acılar, olaylar vardır ki insan, ölmenin dışında başka hiçbir şeyi istemez Yani yaşam, her acıdan üstün, değerli değildir Dinmesi olanaksız acılar, yaşamdan üstün, değerli midirler sanki Yurdu düşmanlarca işgal edilmiş, halkına zulüm edilen insanlar büyük olasılıkla yurtlarını Ve halklarını kurtarmak uğrunda ölmeyi ya da acıyı yani yaralanmayı Sakat kalmayı yeğleyeceklerdir Demek ki bir sevgi türü olan deneme yazma sevgisi de insanı ve doğal ki Montaigne'i de Yanlışlardan koruyamıyor Sevgiye kuşkuyla bakılması, sevginin yazgısı olacak sanırım, Avrupa'da, Ortaçağ'da, Engizisyon Mahkemelerinin işkence ettiği, yaktığı insanlar Büyük olasılıkla bir an önce ölerek acılarından kurtulmayı istemişlerdir Montaigne'e ters Düşerek Sanırım Montaigne Ernest Hemingway, Jack London gibi intihar eden Birçok Batılı yazarı, Batılı saymakta da kuşkuya düşecektir, Ülkemizde bu denli çok Batı sevgisi, tutkusu, övgüsü varken Batıda o denli çok Türk ve Türkiye düşmanlığının olması ilginç bir sevgi yaklaşımı İki düşman, birbirinden sevgi ve şefkat değil merhamet diler ancak İnsanlar, ülkeler ve yandaşları merhamet dilenmeyi gururlarına, onurlarına Yediremeyecekleri Küçümsedikleri, aşağıladıkları insanlarla ve ülkelerle düşman olmamalıdırlar Ben Batıya ve Montaigne'e düşman değilim Umarım Batı da bize düşman değildir Ama bence, Montaigne hatalı ise onu kendine yol gösterici yapan Batı Ve hem Batıyı hem de Montaigne'i kendilerine ve Türkiye'ye örnek gösteren Batıcı Türkler De hata içindedirler, anlatmak istediğim, bu Bence Montaigne'nin, zalimlik örneği olarak Timurlenk'i örnek vermesi Batıdaki ve kendisindeki Türklük düşmanlığının deneme ile dışa vurumudur Montaigne'nin deneme sevgisi, onun bu düşmanlık ön yargısının Merhametsizliğine yenilmiş kanımca, Batılı yazar, şair ve düşünürlerin bu Türk ve Türkiye düşmanlıklarının Bu yazar, şair ve düşünürlerin, Batıcı Türkiyelilerce beğenilmelerinin temelinde yattığına da Eminim, ulusal yazar, şair ve düşünürlere düşmanca sırt dönülüp Mantıklılık, gerçekçilik, doğruluk, insan sevgisi, çağdaşlık gibi nedenlerin değil Batılı olmanın ve Batılılıkta birleşmenin ön koşulu, merhametsizlik kanımca Ağır, çaresiz hastalıklara yakalanmış hastalardan dileyenlere ötenazi hakkını veren Bugün Batının bizzat kendisi değil mi Demek ki Batı da Timurlenkleşmiş, Bence; merhamet, sevgiden ve şefkatten yüksek, üstün bir değerdir Bir insan bir kediyi sevebilir, üstelik şefkatle de sevebilir Buna insanlar gülümserler, hoş bakarlar Ama bu kediden merhamet dilenen insana kahkahalarla gülerler Batıdan ve Montaigne'den merhamet dilenmiyorum Batının da bizi yalnızca sevgi ve şefkatle sevdiğine inanıyorum, Esmaü'l-Hüsna'da Allah'ın doksan dokuz güzel ismi, sıfatı vardır Bunların sıralanışı değişik olmakla birlikte 'Merhametli' demek olan 'Rahim' ismi Sıfatı hep baştan ikinci sırada yer alır Yani Allah, en başta sevgi ve şefkat ile değil, rahmet ve merhamet ile anlatılır, tanımlanır Hz. Muhammed ise sevgi ve şefkatle Ben merhameti yeğlerim, Bahçemdeki gülden ne isteyebilirim Rengini ve kokusunu ben istemeden veriyor zaten Ondan isteyebileceğim tek şey, dikenlerini bana batırmaması yani merhametidir Bir sevgiliden ne istenebilir Sevgisini ve şefkatini vermektedir zaten ki sevgilidir Ondan istenebilecek tek şey terk etmemesi, ayrılığı uzak tutması yani merhametidir Bataklığa düşmüş bir insan sevgi, şefkat değil merhamet ister ancak Depremden, yangından, selden, yanardağdan, kuraklıktan, yokluktan da Sevgi, şefkat değil merhamet istenir ancak, Sevgi ve şefkat Merhametsizlik gibi görünen bir şeyle de birlikte de bulunabilir Töre ve namus cinayetlerinin kurbanları nefret edilen kimseler değil Uğurlarına can verilecek, baştacı edilecek kadar çok sevilen kimselerdir Babasının Allah'a kurban etmeye götürdüğü oğlu İsmail de babasının gözbebeği Canı, biriciği, sevgilisi değil miydi Bize merhametsizlik gibi görünen şeyler gerçekte merhamet olamaz mı Bence bize her merhametsizce görünen şeyde sevgisizlik, şefkatsizlik, merhametsizlik Aramak da Her merhamette sevgi, şefkat ve merhamet aramak da yanlış Cellat yasalar gereği, merhametsizce öldürmesi gereken suçluya sevgi, şefkat ve merhamet Duyuyor olamaz mı Sanırım ki insanlarda sevgi ve şefkat yerine merhamet olsaydı dünyada savaşlar, cinayetler Olmazdı Sevgisi ve şefkati olan insanda merhamet yoksa hertür merhametsizliği yapabilir En kanlı, en merhametsiz diktatörler bile kedilerine, köpeklerine, çocuklara, güzel kadınlara Güzel tablolara sevgi ve şefkat göstermişlerdir, Anladığım kadarıyla din, her şeyden önce 'Merhamet' demektir, 'Sevgi ve şefkat' değil. Çünkü bir tuzu, şekeri, ekmeği yani cansız bir nesneyi bile israf etmeden kullanmak Merhametliliktir bana göre Bir insanı kötü insan yapan şey, en başta, merhametsizliğidir İnsanlara sevgi ve şefkat göstermemesi değil Nasrettin Hoca'nın parasız çocuklara 'Parası olan, düdüğü çalar' demesi de Bir merhametsizlik örneği ama Nasrettin Hoca'nın çocukları da düdükleri de Sevdiğine eminim, Yine Ortaçağ Engizisyonu'nda, insanlara işkence ettirip, onları yaktırıp öldürten rahiplerin Papazların, piskoposların ve o insanları işkence edip yakıp öldüren cellatların yüreklerinde İnançlarına, kutsal kitaplarına, eşlerine, çocuklarına, evlerine, tavuklarına, kedilerine Köpeklerine, çiçeklerine, paralarına, mallarına, mevsimlere, yağlıboya tablolara Güzel heykellere ve daha çok şeye yönelik sevgi ve şefkatlerinin olduğuna eminim Belki de insanlara işkence etmekten, insanları yakmaktan zevk de duyuyorlardı Duyamadıkları, duymayı başaramadıkları tek şey, merhametti Belki de bu ölümcül gündüzlerinin gecelerini eşlerinin, sevgililerinin ay ışığı tenlerindeki Sevgi ve şefkatte geçiriyorlardı Merhamet bilgeliğin, ermişliğin mantığı, ışığı kanımca; sevgi ve şefkat ise merhametin Mantığı ve ışığı, 'Hiçbir insan ıssız bir ada değildir' demiş, İngiliz yazar ve papaz John Donne Ben merhametle dolu ıssız bir ada olmayı yeğlerim Belki kötü, yanlış yolda olduğunuzu düşünerek size sevgi ve şefkat göstermeyebilirim o Zaman ama merhamet göstereceğimden emin olabilirsiniz, düşmanım da olsanız Sevgi, şefkat, merhamet; üçü de çok güzel, değerli ama seçmek zorunda kalsaydım Merhameti seçerdim, merhametten maraz doğsa da Bana dolan, algıladığım, yaşadığım sevgi, şefkat beni mutlu eder yalnızca Merhametimse herkesi ve herşeyi Mevlana'ya 'Gel, ne olursan ol, yine gel' dedirten de merhameti Ve Allah'ın merhametliliği değil midir, Adil ve merhametli olmak Hep sevgiden, şefkatten üstün, önemli, değerli tutulmuş tarih boyunca Tarih kitaplarında padişahlar, krallar hakkında 'Merhametli' ya da 'Merhametsiz idi 'denilir Ama 'Sevgili' ya da 'Sevdalı idi' diye yazılmaz pek İnsanlar için, padişahların, kralların sevgi dolu, sevdalı, şefkatli olması değil merhametli Olması daha çok önem ve değer kazanmıştır, adaletli olmalarından bile Çünkü insanlar ya işledikleri suç yüzünden ya da padişahın, kralın ruhsal yapısı Kişilik durumu, o anki öfkesi, kızgınlığı nedeni ile merhametsizce cezalandırılabileceklerinden Korkmuşlardır hep Gerçekten de padişahlar, krallar en yakınlarını, en sevdiklerini bile merhametsizce Cezalandırabilmişlerdir, Sevgide de merhamet vardır ama ne yazık ki herkes herkesi sevemez Şefkatte de merhamet vardır ama ne yazık ki herkes herkese şefkat gösteremez Merhamet ise canlı, cansız; sevilen, sevilmeyen; dost ya da düşman; herkese ve her şeye Gösterilebilir Merhamet göstermek, merhametli olmak için merhamet gösterileni, merhamet edileni Sevmek gerekmez Kin duyulan kimselere de merhamet gösterilebilir ama sevgi ve şefkat gösterilemez pek Mevlana'yı seviyorum; beni sevdiği için değil, merhametli bir bilge olduğu için Merhametlilik ise her düşünürde olmayan bir özellik Bilgelik ise her yerde var Batılı, Doğulu, Kuzeyli, Güneyli; dinli, dinsiz; genç, yaşlı; kadın, erkek; eğitimli, eğitimsiz Yoksul, zengin herkesi, merhametli olmaya çağırıyorum, merhamete çağırıyorum Sevginizi, şefkatinizi çok görüyor olabilirsiniz ama hiç olmazsa merhametinizi İnsanlığa çok görmeyiniz İnsanlık, merhamet dilenmeye değer, Timurlenk Montaigne'in sözünü ettiği zalimlikleri yapmışsa çok üzülürüm Montaigne de önyargılarını, Türk düşmanlığını öne çıkarmışsa, bu savı için, o da üzülmeli Deneme ve yaşam sevgisini, kuruntularının merhametsiz kılıçlarından geçirmemeli Ben, deneme ve Batı sevgisini değil merhameti yeğliyorum Yalnızca davranışta değil düşüncede de merhameti! Necdet Gürçiftçi 2009-eylül tarihinde internette yayınlandı.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir