eskiden güzel laflar ederdi, gözün altındaki mor
bir solukta anlatırdı, yaşamın peşinden koşan zavallı anahtarların
birbirleriyle geçinemeyen sağlığı bozuk ilişkilerini
her şeyin kusura bağlandığı dünyada
her gece bir köpek yavrusu uykuya dalardı, gözün altındaki duyarlı boşlukta
bir sağa bir sola koşmaktan, kendisine ayırdığı zamanı tanımamazlıktan gelirdi dilsiz pazar
tek dileği
ışıklar küçüldüğünde
yattığı yerden sessiz sedasız çekip gitmesiydi
içindeki kavgacı çocuğun
seni arayış yolculuğunun ağız tadı
değiştiğinden beri
yağmur yağmadan önce
üç kez düşünmek zorunda bırakıyor kendisini
düşürdüğü üç beş damlayla
ardından
bir bulut dağılıyor
bilinçten uzak
sara kriziyle
dolunaydan çıkmış terbiyeli et
acıyla yoğrulmuş hamur
ama kesin değil soğan'ın hikayesi
ne kadar iğrenç kokusu var safsatanın
geçmiş olsun
MOR
Alaycıkuş