Şiir Defteri

Monolog Röportaj-Şiir İle Manayı Öğrenme Yatkınlık Kavrama, Manaya Farklı Manalar Katmak.

Yazan: mehmetaluc
25.08.2018 / 17:21
765 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
-Saygıdeğer okuyucularımız yine şiirle başbaşayız, şiir bize araştırmacıyı öğrenmeyi gülümsemeyi söylerken bize bu olgular üzerinde düşünmeye sevk ederken; buyurun şiirle önce öğrenmeye sonra düşünmeye devam edelim. Sayın Gülveren, şiir, şairin gönlünü ortaya koymasına vesile olurken sözleri ile anlaşılır açık olmasını sağlayan, bir manayı farklı söz ve usullerle anlatmayı öğrenen sonrada öğreten mi yapar? -Şiir, şaire öğrenme araştırma yönüyle bir meleke'lik yani yatkınlık yakınlık sağlarken hecelere bilgiye, daha sonra teorisi ile temellerini attırarak şiir, yazarı şair yapmıştır. Tabi bu yatkınlık manayı öğrenme kavrama, manaya farklı manalar katma, değişik hecelerle usullerle bir sözü yüz şiirde anlatma kabiliyetini öğretirken, Âlemlerin Rabbi Allah c.c.kuluna yaz kulum diyerek, öğrendiği becerileriyle, farklı söz ve hecelerle manayı öğrendiği gibi şair öğretmeye de başlar. Şair öğrendiği ile yazarken döneminin tenkitçileri beğenmeyerek onu hor görse de, edebî zevkini yok etmek için acımasızca tenkit etseler de şair vazgeçmez? Şair artık manayı kavramıştır bilir ki, şiir gönüllere yazılır gönülde yazılmaya layık olandır, sözdeki hecede ki güzellik ve onun gülümseten kaynağıdır, şiirler yazılarak, geliştirilmesi, anlatılması gerekir ki, herkes manada manayı anlasın kapsın, gönüller gülümsesin, yoksa başka nedir ki şiir, bir gülümseme olmadıktan sonra? Şiirle Karşılıklı Yapılan Muhabbetle Konuşmayla Sarılma İle Sorunlar Ve Çözümleri Netleşir. İnsanın akli gücü, iyi güzel olanla olduktan sonra, kötü olan meselelere, güzellikle iyi olanla karşı çıkarak kötüye izin vermeyeceği gibi, şair şiirle okuyucu ile istişare halindeyken hatasın görerek düzelteceğinden dolayı hatalar azalacaktır yok olacaktır. Artık toplumda geniş anlama kabiliyeti, kötü durumlara acılara sancıları kavrayarak, tedavi etme kavrayışı daha çok etken ve faal olacaktır. İnanın ki bu kavrayış hemen göze çarpacaktır, fark edilecektir. İnsanın gönlüne güzel doğru olan okşayıcı sözlerle hitap ederken, insanların bu güzellikle gönül ve zihinlerindeki manalar ve duyguları harekete geçecek, bilirsiniz düşüncelerimiz gizlidir kimse bilsin istemeyiz, işte bu meleke ile şiir ve manayı bize öğrettikten sonra gizli hiç bir şey -mahrem olandan başka- kalmaz artık aşikâr bilinir olur, istenilen her şey artık açık görünür hala gelir, güven tesis edilir karşılıklı olarak. Güzel olan, kötüye karşılık gelecek kötülüğe benzer şeyleri güzelliklerle koruyup gözlemek ve gözetmek artık bu anlam ve mana ile bir gereksinim amaç gaye olacaktır, artık şiir şair okuyucu toplum kopmaz bir parça olarak birbirine kenetlenmiştir? Artık karışıklık muhabbetle konuşmayla sarılma ile sorunlar ve çözümleri netleşmiştir, tek yapmak gereke el birliği içinde düzeltmek güzelleştirmek yaraları sarmaktır. Gözlerinin pınarında Bir bulut, Boşandı boşanacak Nerdeyse. Aklımdan geçenleri Okuyorsun su gibi. Dünya gördü Bizi boğazladılar? Tutma gözyaşlarını Onur da ağlar? Bırak yıkansın gökyüzü, Lacivert, yeşil, altın Işıkları günbatının. İşte şafaktayız gene Çırılçıplak Ve mavi. İşte sanki dağ yeli Ve işte sanki meltem? Kimse toz konduramaz Kesip attığımız tırnağa bile. Sen en güzel kızısın Bütün galaksilerin Bense tozuyum artık Akkor tözüyüm Prometheus'u yakan Kara sevdanın? Ne alnımızda bir ayıp Ne koltuk altında Saklı haçımız Biz bu halkı sevdik Ve bu ülkeyi. İşte bağışlanmaz Korkunç suçumuz? Ahmet Arif Ölüm yitmekse, yaşamda yitirmektir. Yaşamak, yaşamın nasıl tükendiğini yaşamaktır. Yaşam yıkımsa, yaşamak yıkmaktır. Ölüm bitmekse, yaşam tükenmektir. Yaşam yitirmekse, birlikte yaşamak, yitirtmektir Oruç Aruoba Memleketimi seviyorum : Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerin de yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi. Memleketim : Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir. Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye utanıyorum. Memleketim : develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler, kavak söğüt ve kırmızı toprak. Memleketim. Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven alabalık ve onun yarım kiloluğu pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla Bolu'nun Abant gölünde yüzer. Memleketim : Ankara ovasında keçiler: Kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması. Yağlı, ağır fındığı Giresun'un. Al yanakları mis gibi kokan Amasya elması, zeytin incir kavun ve renk renk salkım salkım üzümler ve sonra karasaban ve sonra karasığır ve sonra: ileri, güzel, iyi her şeyi hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır, çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım yarı aç, yarı tok yarı esir? Nazım Hikmet - İşte fikirle kafa yoran bize öğreten şairlerimizden biri kaçı, üzerinde ciddi düşünmeyi gerektiren sorunlar dizisiyle karşılaşmış ve anlatmış gönüllerin bizlere mesajı ve gülümsemesi, vesselam. Mehmet Aluç
Düzenleme: 25.08.2018 / 17:23
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir