En Yeni Şiirler
BEN VAR BEDENDEBen var bedende et parçası,
Ben var bedende güzellik noktası,
Ben var bedende çirkinlik damgası,
Ben var güzel gönüllerde manası,
Ben var gönüllerde cehennem yolcusu,
Ben var gönüllerde cennet yolcusu,
Ben var gönüllerde iki âlem gönüllüsü,
Beni bilmeyen, seni bilmez, Hak yolun yolcusu.
Yazar: CECO
Sendeki EmanettirHazır olmak her daim,
Aniden gelip çatan ecele,
Mevlan çağıracak bizi,
Bizde emaneti var,
Can talı gelirde,
Ecelin alır birgün,
Kaçmak çözüm değil,
Derya deniz umman,
Nereye kadar,
Kanat takıp uçsan,
Canın tatlı gelirde,
Ecelin alır birgün,
Ah deme iş geçmeden,
Oturup pirinden,
Nasihat almadan,
Hakikat yolunu unutmadan,
Ecelin alır birgün,
İlmi bilen bilmeyen,
Kitabını okumayan,
Zaman geçerde,
El ayaktan düşmeden,
Çok kazandığın malların,
El değiştirir,
Ecel aldığı zaman,
Sarayın köşküne güvenme,
Yıkılır viran olur,
Hep herkez dillendirir,
Kulağa küpe ettirir,
Biri birinden girip çıkmadan,
Musallada uyandırır birgün.
Yazar: 01usta
BENCİL CAHİL OLUR HADSI...Diken eker gül ister,
Yalan eker, doğru ister,
Bir ekerse, bin ister,
Turist olup, gezmek ister,
Dünyada cennetleri ister,
İblise kölelik, yalakalık eder,
Münafıklarla, ahbaplık eder,
Gavurlara dostluk eder,
Haramlara, zulümlere demez yeter,
Helallere, merhamete burun büker,
Döneklere, hainlere hep gülümser,
Cahil bilmez ki düşmanına hizmet eder,
Müslümanlarla sözde alay eder,
Hak yolu, gerçekleri inkar eder,
Sıkışınca yalvarır, yardım ister,
Bencil, cahil olur, hadsiz insan.
Yazar: CECO
SADECEO kara gözlerin, kaçmasın benden,
Gözlerim ayrılmaz, bir kere senden,
O kalbin arınsın, sendeki kinden,
Aşkımı kalbine, sen çak sadece.
Leyla olup kaçma, sevda çölüne,
Aslı olup düşme, aşkın seline,
Siyah saçlarının, her bir teline,
Şu masum aşkımı, sen tak sadece.
Güz vurgunu olup, sararıp solma,
Gönül bahçemizin, hazanı olma,
Pişman olup sonra, saçını yolma,
Talihsiz bahtımı, sen yak sadece.
Bir lokma aşımı, bölenim olsan,
Gözümden yaşları, silenim olsan,
Köle olsam sana, bilenim olsan,
Bil benim sevgimi, sen tek sadece.
Özbekoğlu yanma, boşu boşuna,
Ne gelirse Haktan, gelir başına,
Ölüm acımaz ki, senin yaşına,
Mezarda taşıma, sen bak sadece.
11.04.2024 Konya
Durmuş Ali ÖZBEK
https://edebiyatevi.com/yazi/286045/sadece
Yazar: dalim
Pirinç TanesiGüzelim,pirinç tanem
Bembeyaz teninde nasırlı parmaklarım gezinir.
Şefkat dolu yüreğin çocuk gibi hissettirir.
Gözlerin aşkı anlatır ruhuma.
Ürpertiyorsun her dokunuşunda.
Alamıyorum benliğimi vücudundan.
Kurtar beni kendinden.
Kalbimi yıprattın,pirinç tanem.
Yazar: Pirinctanesi
En Yeni Düz Yazılar
SEÇİME GÜNLER KALASEÇİME GÜNLER KALA
31 Mart'a yapılacak yerel seçimlere 17 gün kala, siyasi partiler yanlış doğru olanı düşünmeden çeşitli entrika ve yazılan senaryoları uygulamaya başladılar. Ben de bu haftaki köşe yazımı bu konuya ayırmak zorunda kaldım.
Konuya eski bir gelişmeyle başlayalım. Bilindiği gibi HDP 2019 seçiminde şartsız, koşulsuz Millet İttifakını destek sunarak İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana büyük şehir belediyelerini CHP'ye kazandırmıştı.
Ama bazı ırkçı anlayışta olanlar, zaman zaman duyulan kin ve öfkelerini açığa vurmaktan kaçınmıyorlar.
HDP ile CHP'nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek arasındaki gerginlik, Böcek'in Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği ilk günlerde başlatmıştı. Seçilmesine destek olan tüm siyasi partilerin il başkanlıklarına teşekkür ziyaretinde bulunan Böcek, HDP Antalya İl Başkanlığı'na gitmedi. Daha sonra HDP Antalya İl Yönetimi'nin CHP'li Büyükşehir Belediyesi ile görüşme adımlarının reddedilmesi ve salon tahsisi gibi taleplerinin geri çevrilmesi üzerine büyüyen kriz, dönemin HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül'ün randevu talebinin de reddedilmesiyle iyiden iyiye kendini gösterdi.
O günden bugüne gelecek olursak; DEM Partili Sırrı Sakık "Yengemi Antalya'da defnetmek istediğimizde Muhittin Böcek mezar yeri bile vermemişti" diyerek ?Oy moy yok' çıkışını yapmıştı.
Bir başka DEM Parti yetkilisi yaptığı açıklamalarda tepkisini şöyle göstermişti; ?Antalya'da güçlü bir aday çıkaracağız ve Muhittin Böcek'e kaybettireceğiz? sözleriyle kararlılık vurgusu yapmıştı.
31 Mart'a yapılacak seçimlerde DEM Partinin yetkilileri yaptıkları açıklamada ?' seçimleri kimseye kazandırma veya kaybettirme niyetinde değiliz. Kendi adaylarımızla seçime gireceğiz. Bazı yerlerde ?'kent konseylerin aldığı kararlarla adaylarımızı belirleyeceğiz.'' Şeklindeki açıklaması, AKP ve CHP tarafından farklı yorumlandı.
Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde, "CHP de artık bölücü örgütün güdümündeki partinin kontrolündedir. DEM tarafından rehin alınmıştır, esir alınmıştır.'' Şeklinde açıklamıştı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ?' DEM Parti'nin CHP'ye kaybettirme stratejisini hayata geçirdi'' şeklinde açıklamada bulundu.
Genel başkanlar bu açıklamalarda bulunurken, bundan cesaretlenen bazı adaylar da, kazanmak adına çeşitli entrikalar, çeşitli senaryoları açık veya gizli şekilde uygulamaya başladılar.
CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'ın 6 Mart'ta yaptığı açılış konuşmada, "Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak" dedi.
Köksal'a ilk sert tepki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan geldi.
İmamoğlu, ?Ben CHP'liyim ama ben bu partiye, bu partililere değil, bu şehrin her insanına hizmet ediyorum; her siyasi görüşten olan insanına. Öyle, 'Ben belediye başkanı olursam, şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm, diyen ya kendine başka bir iş bulacak, ya da başka parti bulacak onu söyleyeyim" dedi.
Özgür Özel ise Kütahya'da düzenlenen Halk Buluşması'nda, yaptığı açıklamada 8 Mart'tan itibaren Türkiye'de bütün belediye başkan adaylarının taahhütname imzalayacağını bildirerek, "CHP'li belediyeler; kişilerin dini inancı, mezhebi, doğduğu yer, ırkı ve yine hangi siyasi görüşe bağlı olduklarına bakılmaksızın belediye hizmetlerini eşit sunacaklarına ve belediyelerin kapılarını herkese tam olarak ardına kadar açacaklarına dair söz verecekler" ifadelerini kullanmıştı.
CHP ise yaptığı açıklamada, "Belediyelerimizin kapıları dün olduğu gibi bugün de herkese sonuna kadar açık olacak, tek bir yurttaşımız dahi kimlikleri nedeniyle haklarından ve kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmayacaktır" ifadelerine yer vererek ortamı yumuşatmaya çalışmıştı.
31 Mart yerel seçimleri için geri sayım sürerken, bir başka senaryo da İstanbul'da sergilendi. Senaryo gereği, CHP'yi hedef alan ve Kürt yurttaşlara seslenen isimsiz bildiriler dağıtıldı.
Bildirilerin içeriği, CHP'nin Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal'ın ayrımcı sözlerine gönderme yapılıyordu. "Belediye kapılarını Kürtlere yapılan Burcu Köksal yüzünden hiçbir şerefli Kürt CHP'nin bu faşist zihniyetine oy vermeyecek!" ifadelerine yer verilmişti.
Gazeteci İsmail Saymaz, "DEM Partililerin yoğun olduğu Tarlabaşı'nda şüpheli kişiler CHP'ye oy verilmemesi yönünde isimsiz ve imzasız bildiriler dağıtıyor" bilgisini paylaştı.
Ahmet Saymadi ise "Dem Parti İstanbul'da 22 ilçede aday çıkarmadı, CHP adaylarını destekliyor. AKP'liler CHP'ye oy verilmesin diye broşür basmışlar, sokak sokak dağıtmışlar.'' şeklinde açıklamalarda bulundu.
Sonuç olarak ana başlıklar şeklinde şunları söyleyebiliriz.
1 - Seçimlere geri sayım başlarken oynanmak istenen oyunlara, yazılan senaryolara karşı duyarlı olmak ve oyunları boşa çıkarmak gerekir.
2 - Her parti kendi adaylarıyla seçime girme hakkına sahiptir. Bu hakka saygı duyulmalı.
3 - Sonradan pişman olmamak, elim kırılsaydı da bu partiye vermeseydim dememek için oyumuza kullanmadan önce iyi düşünmeliyiz.
4 - Yerel yönetimlerin temel işlevi; Aynı coğrafi bölgede yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak, toplumun refahını sağlamak ve yerel sorunları çözmekle görevli olan bir kamu kurumlardır.
5 ? Bu kurumlar çıkar çevrelerine rant sağlamasına olanak verilmemeli.
6 - 31 Mart seçimlerinin kazananı hizmet verenler olsun.
7 - Kazanan Türkiye olsun diliyorum.
Yazar: öğretmen
MERSİN'DE SON DURUMMERSİN'DE SON DURUM
Bu haftaki köşe yazımı, seçime 36 gün gibi kısa bir süre kala Mersin'de belirlenen başkan adayları, bu adayların yaptıkları çalışmalar ve son günde YSK'ya teslim edilen aday listelerinde yaşanan son gelişmeleri sizlerle paylaşmak istedim.
Bilindiği gibi, demokrasinin gelişip güçlenmesi için yerel yönetimler büyük önem taşır. Eğer demokrasinin gerekliliği gibi şeffaf ve hesap verebilirlik anlayışıyla yapılırsa birçok yolsuzluk ve rant elde etme olanaklarını ortadan kaldırır.
Ama maalesef ülkemizde halka hizmet etmekten çok, yandaşlara hizmet etme, rant sağlama, ihalede yolsuzluklar revaçta görünüyor. Bu durum siyasi partiler yapılacak seçime ilgiyi daha da artırıyor.
Mersin'de en çok merak edilen konulardan biri de, anahtar parti durumunda olan DEM partisinin kimlerle nasıl bir seçim ittifakı veya işbirliği yapacağı konusuydu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Nobel Oteli'nde düzenlediği etkinlikte sivil toplum örgütleri temsilcileriyle buluştuğu konuşmasında, "Mersin'deki bütün hakları, inançları temsil eden bu mozaik gerçekten bizi sevindirdi. Aslında tam da DEM Parti bu salonda oturan bileşenler demektir. DEM Parti; Kürttür, Alevidir, emekçidir, yoksuldur, Tahtacıdır, kadındır, ekolojisttir, feministtir, gençtir. Dolayısıyla bugün bu salonda arkadaşlarımla birlikte olmaktan dolayı büyük mutluluk duydum" dedi.
Devamında, 40 yıldır demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiklerine vurgu yapan Bakırhan, "Kürt ile Arap'ın bir sorunu yok. Alevi ile Sünninin bir sorunu yok. Bunu yaratanın sistemin kendisi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Başka bir kurtuluşumuz yok. Kürt'ü kapsamayan, Alevi'yi, Tahtacı'yı kapsamayan, emekçinin adil yaşamasının, geçimini düşünmeyen, bu konuda kaygılanmayan hiçbir sistemin başarıya ulaşma şansı olmadığını belirtmek istiyorum" diye ifade etti.
Sistemin ırkçılık ve milliyetçilikten beslendiğini vurgulayan Bakırhan, "Kürtler ya da Araplar birbirleriyle gerçekten ciddi bir sorun mu yaşıyor? Hayır. Sorunu yaşatmak isteyen sistemin kendisidir çünkü onlara kan veren, can veren milliyetçiliktir ırkçılıktır. Şimdi MHP, milliyetçilik ve ırkçılık yapmasa neyin siyasetini yapacak? Emekçiden yana bir siyaset yapabilir mi? Demokrasi, özgürlük dersen en yabancısı olan bir siyasi partidir. Dolayısıyla bu milliyetçi ve ırkçı politikaları en başta Mersin'de Türkiye'nin dört bir yanında def etmemiz gerekiyor aksi halde çocuklarımız bundan etkilenecek" diye konuştu.
Birlik ve ortak mücadele için Bakırhan, "Dolayısıyla birbirimize ihtiyacımız var. En çok da bizim size ihtiyacımız var. Mesele seçim değil; seçim sonuçları değil, çıkardığımız vekil sayısı, aldığımız belediye sayısı değil. Bu ülkenin geleceğidir, çocuklarımızın geleceğidir. Ortak Mersin olarak itirazımızı ortaya koyalım, taleplerimizi ortaya koyalım, dayanışalım, birbirimizi eleştirelim, birbirimizi besleyelim. Başka çıkar yolumuz yok. İstanbul'da, İzmir'de böyle olsun. " dedi.
İttifak konusunda şöyle devam etti; "Emin olun, yani birincil ağızdan söylüyorum, hiçbir dönem olmadığı kadar Türkiye'deki demokrat, devrimci, ilerici, sol, sosyalist, sosyal demokrat insan olan partilerle kurumlarla, işbirliğine ve güç birliğine elimizi açtık. Yani eğer bir şey olmuyorsa ya da eksik oluyorsa, tamamına ermiyorsa DEM ile ilgili bir durum yok. DEM Parti demokrasi mücadelesi veriyor. Eğer bir şey demokrasiye hizmet edecekse, halklarımıza hizmet edecekse, barışına kardeşliğine hizmet edecekse, emekçilerin rahat bir nefes almasını sağlayacaksa her şeyi yapar.'' şeklinde açıklamalarda bulundu,
AKP ve MHP'nin yapmış olduğu seçim ittifakı gereği MHP ile CHP arasında bıçak sırtı şeklinde geçeceği düşünülüyordu. Ama son anda CHP ve DEM parti arasında varılan uzlaşma gereği ibre değişmeye başladığı görülüyor.
21 Şubat adayları YSK'ya bildirmenin son günüde uzlaşı sağlandı. DEM parti ile CHP arasında uzlaşı sağlandı Mersin'in Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde DEM parti desteklenecek. Buna karşılık Mersin Büyükşehir ve diğer ilçelerde CHP adaylarının destekleneceği açıklandı. Bu son gelişme büyükşehir ve diğer ilçelerde durumu CHP ve DEM parti lehine sonuçlanacağı düşünülmesine neden oldu.
Yenişehir'in önceki dönem belediye başkanı İbrahim Genç, yeniden CHP'den aday olmak istedi, fakat genel merkez, Yenişehir'de mevcut belediye başkanı Abdullah Özyiğit'i aday gösterdi. Bunun üzerine istifasını veren İbrahim Genç, İl Seçim Kurulu'na bağımsız adaylık başvurusunda bulundu.
Bir diğer gelişme Mezitli ilçesinde yeniden aday gösterilmeyen mevcut belediye başkanı Neşet Tarhan, CHP'den istifa ettiğini duyurdu. Tarhan, bağımsız aday oldu.
Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP ilk mitingini Mersin'de yapmıştı. CHP yönetimindeki Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni hedef alan Bahçeli, ?Mersin son 5 yıldır yerinde saymaktadır. Slogan milliyetçiliği, dedikodu belediyeciliği, sosyal medya belediyeciliği, ideolojik ve ilkel belediyecilik anlayışı Mersin'i yorgun düşürmüştür.
Kayırmacılık, haksızlık, partizanlık, yolsuzluk ve hukuksuzluk Mersin'in önünü kapatmıştır. Kurulan paravan şirketler kanalıyla, belediye imkanlarının kimlere ve nerelere aktarıldığını, bölücü mihrakların nasıl şımartıldığını biliyoruz. Mersin'den Anamur'a kadar belediye eliyle peşkeş çekilen işletme, kafe ve restoranları bu kapsamdaki ahlaksız ve haksız kazançları biliyoruz. Şimdiye kadar kazanan bir avuç çıkarcıdır. Palazlanan küçük bir kaymak tabakadır. Biti kanlanan devlet ve millet muhalifi dar bir kadrodur? dedi.
MHP lideri, AKP'ye olan bağımlığını şöyle ifade etmişti; ?Son söz olarak söylüyorum: Aziz Mersinliler, bütün ilçeleriyle, dağda bayırda ovada yaşayan bütün vatandaşlarımızla, Mersin'i Cumhurbaşkanımıza hediye edecek misiniz?? dedi.
CHP ikinci dönem için de aday gösterdiği Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ?Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışına 2019 yılında adayına, partisine inanlarla, bizlere destek olan partili partisiz Mersinlilerle çıktık ve bugünlere geldik. 5 yıl çalıştık, kimseye necisin demedik. Pandemi, deprem, sel, yangın; Türkiye'nin her yerinde vatandaşımızın yanında olduk? dedi.
Devamında Seçer, ?Mersin eskiden tasvip etmediğimiz, üzüntü duyduğumuz kötü olaylarla duyulurdu. Şimdi Mersin mutlulukla, umutla, barışla, kardeşlikle anılıyor. Belediye başkanıyla anılıyor. Belediyesiyle anılıyor. Türkiye'ye rol model olan sosyal demokrat belediye olduk. Sosyal belediyecilikte tarih yazan bir belediye olduk. Bunları 11 bin çalışanımızın alın teriyle, Mersinlilerin bize olan inancı ve desteğiyle yaptık. 2.5 milyon insana hizmet eden mesai arkadaşlarımıza, belediye çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.'' şeklinde açıkladı.
Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Kazananın kim olduğu çokta önemli değil. Kazanan Mersin olsun. Kazanan Türkiye olsun diliyorum.
Yazar: öğretmen
KESKİN VİRAJLARKESKİN VİRAJLAR
Bugünkü yazımı ülkemizde yapılacak yerel seçimlerde alınacak yolun keskin virajlarla dolu olduğunu, yola çıkanların bu keskin virajları aşabilme yetenek ve deneyime sahip birer sürücü usta olmaları gerektiğine köşe yazımda vurgu yapmak istedim.
Bilindiği gibi Türkiye genelinde yapılacak yerel seçimlere 2 aydan az bir süre kala seçim siyasi partilerin yerel seçimlerde açık veya kapalı şekilde yapılan işbirliği görüşmeleri devam ediyor.
Son yaşanan olaylara ve devam edilen görüşmelere bakılınca alınacak yolun ne kadar keskin virajlarla dolu olduğu ve bu virajları aşmanın önemi daha da artıyor.
Konumuzun önemi bakımından şu gerçeğin iyi bilinmesi gerektiğine inanıyorum. O da şudur; korkunun ve cesaretin bulaşıcı olduğu söylenir. Bu demek oluyor ki; korku da, cesaret de içinde bulunan toplumsal koşullara, politik duruma bağlıdır. Var olan koşullar artık işlerin farklı gelişeceğine ilişkin bazen korku cesareti, bazen de cesaret korkuyu yener.
İçinde yaşanan koşullar iyiye veya kötüye gidişe göre korku veya cesaret yaygınlaşır. Kötüye doğru gidişte durumu değiştirmek için en cesurlar, iyiye doğru gidişte korkaklar eski pozisyonlarını korurlar.
Bazen de korku cesareti esir alabiliyor. Bunun da en bariz şekilde 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanı seçiminde AKP adayı Erdoğan CHP adayı Muharrem İnce karşısında seçimi kazandı. Daha kesin sonuçlar açıklanmadan Muharrem İnce çıkıp Erdoğan'nın kazandığını açıkladı. Bu durum da korkunun cesareti nasıl yendiğinin en iyi örneğidir.
İkinci bir örnek daha vardır; o da Ekrem İmamoğlu örneğinde görüldü. Millet İttifakı'nın CHP'li adayı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde 13 bin 729 oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Yüksek Seçim Kurulu 6 Mayıs'ta seçimi iptal etti, 23 Haziran'da yeniden seçim yapılmasına hükmetti. Ekrem İmamoğlu bu kez 800 bine yakın oy ve 9 puan farkla seçimi kazandı.
İmamoğlu, Türk siyasetinde 2019'da şu ana kadar en çok konuşulan isim oldu. Bunun nedeni seçim sürecinde gösterdiği cesaret ve kararlılıktı. İmamoğlu gerek aylarca süren seçim kampanyası, gerek 31 Mart gecesi yaptığı açıklamalar, gerekse de sayım süreci ve sonrasında izlediği siyasetle tüm Türkiye'nin tanıdığı isim oldu ve şimdi siyasette CHP siyasetinin "parlayan yıldızı" olarak anılmaya başlandı.
Seçim süreçlerinde Ekrem İmamoğlu ve Muharrem İnce'nin olaylar karşısında takındıkları durum ve gösterdikleri cesaretin, başarılı veya başarısız olmada ne kadar etkili olduğunu hep beraber görmüş olduk.
Şimdi bugünkü konumuza dönersek; yapılacak yerel seçimde anahtar durumunda olan parti DEM partisi konumunda görünüyor. DEM partide neler yaşanıyor ona bakalım.
Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul'dan aday olabileceği açıklamasından yaklaşık 2 hafta sonra DEM Parti ile ortak karar doğrultusundan adaylık kararından vazgeçtiğini açıkladı.
DEM Parti yöneticileri, adaylıktan vazgeçme kararının, Başak ve Selahattin Demirtaş ile yürütülen görüşmeler doğrultusunda ?ortaklaşarak? alındığını ifade ediyorlar.
Kulislere yansıyan bilgilere göre Demirtaş çiftinin özellikle, ?Demirtaş AKP ile anlaştı. Cezaevinden çıkmak için eşini aday yaptı? yorumlarından son derece rahatsız olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu algının oluşmasında ise "CHP'lilerin katkısının büyük olduğu" savunuluyor.
Kulis bilgilerine göre; çekilme kararı dayatma nedeniyle alındığı iddia ediliyor. Parti yöneticileri ?Çekilme kararı, dayatma iddiası nedeniyle değil. Tersine, Başak Demirtaş'ın yıpranmaması için bir karşı çıkış, bir uyarı söz konusu olmuştur? görüşünü dile getiriyorlar.
DEM Parti kaynakları, ?Zaten İstanbul'da büyük ölçüde biz kendi adayımızı çıkarma kararı almıştık. Ancak Başak hanımın adaylık çıkışı bu süreci daha da güçlendirdi. Biz aday çıkarma konusunda kararlıyız? görüşünü dile getiriyorlar. Parti kulislerinde, partinin aday çıkarma kararı almasıyla Selahattin Demirtaş'ın da hamlesinden sonuç aldığına dikkat çeken bir parti yöneticisi şu yorumu yaptı:
?Biz AKP veya CHP kazansın diye pozisyon almıyoruz. Adayın kim olacağını belirleyecek olan bizim siyasetimizdir. Başak Demirtaş'ın çıkışı da budur; ?bizi dikkate almak zorundasınız' demektir. DEM Parti'nin siyasetinin dikkate alınması için atılmış çok güçlü bir adımdır.?
Tam burada Yapılacak seçimde, cesaret ve korkunun önemi ortaya çıkmış oluyor. Cesaret kazanmanın, korku kaybetmenin emaresidir.
Selahattin Demirtaş'ın kendisini ziyaret eden DEM Parti Milletvekilleri Saruhan Oluç ve Mehmet Rüştü Tiryaki aracılığıyla verdiği, ?Başak Hanım'ın adaylık açıklaması partimize güç vermek içindi, geri çekilme açıklaması da partimizin bilgisi dahilinde. Bütün bu süreçler birlikte yürütülmüştür? açıklamasının da bunu teyit eden bir yaklaşım olduğuna dikkat çekiliyor.
Siyasi kulislerde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun devreye girerek, DEM Parti'yi Başak Demirtaş'ın adaylığından vazgeçirmeye ikna ettiği yorumları da yapılıyor. DEM Partililer bu bilgiyi doğrulamıyor ve partinin yine ?tanınan, güçlü bir aday çıkaracağına? işaret ederek, adayı ?İmamoğlu mu kazanır, Kurum mu kazanır?? hesabı yapmadıkları görüşünü savunuyorlar.
Büyükşehirde aday çıkarma kararının kesin olduğu belirtilirken, Esenyurt ve Adalar'da seçim işbirliği konusunda hala kapıların açık olduğu belirtiliyor.
BBC Türkçe'ye konuşan bir DEM Parti yöneticisi ?Batıda ?kent uzlaşısının? esas alındığına vurgu yaparak, tutumlarını şöyle anlattı:
?Mesela Mersin'de , Manisa'da aday çıkarmıyoruz. Oralarda AKP'nin ya da MHP'nin kazanmasını istemiyoruz. İstanbul'da tıkandığı için aday çıkarma kararı aldık. Ama Ankara'da, Antalya'da kapılar kapalı. Adana'da henüz karar verilmedi. CHP veya AKP'yle anlaşma durum yok. Gerçekten o kentin dinamikleri neyi bize gösteriyor, bizim taban ne istiyor ona göre hareket ediyoruz. CHP'ye cephe alsak, her yerden aday çıkarırız.?
O halde şu gerçeği rahatlıkla söyleyebiliriz; yapılacak yerel seçimde seçimi ufak hatalarla kaybetmek daha kolay olduğu, kazanmak daha da zor olduğu daha anlaşılır oluyor. Kaybetmek için bir hata yeterli. Kazanmak için birçok doğruyu aynı anda yapmak gerekir. Bu pencereden bakılınca partilerin ve ittifak veya işbirliği işlerinin çok da kolay olmadığı anlaşılıyor.
31 Mart'ta yapılacak seçimlerde kim yürünecek yolun ne kadar keskin virajlara dolu olduğunu farkına vararak, gerek tedbirleri alıp usta sürücüyle yola çıkarsa keskin virajları aşabilir.
Keskin virajlar aşıldıktan sonra iş bitmiyor. Amaçlanan hedeflere ulaşmak için halka kendini ve projelerini iyi anlatıp gereken güveni seçmene vermek gerekiyor. Bu konuda seçmeni ikna edip anahtar parti konumunda olan partilerle işbirliği yapma cesaretini gösterirse kazanan olur.
Bu durum birleşirsek çok kazanırız, bölünürsek yok oluruz gerçekliğinin bir ifadesi olarak yorumluyorum. Bunu başaramayan kaybetmeye mahkumdur diye düşünüyorum.
Bunu hep beraber 31 Mart'ta göreceğiz?
Yazar: öğretmen
YARIŞ BAŞLADIYARIŞ BAŞLADI
Konuya başlarken, yerel yönetimleri demokratik bir toplumun temel yapı taşlarından biri olduğunu vurgulamak istedim. Bir ülkede demokrasinin yerleştirilmesi ve sağlam temellere dayandırılması bakımından yerel yönetimlerin oldukça önemlidir. Bu konuda yarış başladı.
Yerel yönetimler, yerel halkın ihtiyaçlarına yönelik kararlar almak, gereken hizmetleri sunmak ve yerel çıkarları temsil etmek amacıyla faaliyet gösterirler. Kentlerin planlaması, altyapı çalışmaları, çevre düzenlemeleri gibi birçok karar ve hizmet bu yönetimler tarafından gerçekleştirilir.
Yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde şeffaf ve hesap verilebilme olması, demokratik kurum ve kuruşların kararlara dahil edilmesi, birçok yolsuzluk ve rant elde etme olanaklarını ortadan kaldırılmasına vesile olur.
Günümüzde yerel demokrasiyi yalnızca yerel yönetimlerin seçimle gelmesi ile sınırlayan, aşağıdan yukarı demokratik örgütlenmeyi temel almayan anlayış egemen durumdadır. Gerçekte bu demokratik olmayan bir anlayışın yansımasıdır.
Yapılması gereken katılımcı demokrasiyi etkin kılmaktır. Bu durum yerel hizmetlerin kalitesini ve etkinliğini artırır. Halkın ihtiyaçlarını doğrudan belirleyerek, hizmetlerin planlama ve yürütme süreçlerine katılarak daha güvenilir ve ihtiyaçlara uygun hizmetlerin sunulmasını sağlar.
Son zamanlarda ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum büyük şehirlerde yaşamayı zorlaştırıyor. Bunun nedeni, büyük şehirlerin aldığı yoğun göçten kaynaklı bir durum. Diğer yanda, çevre sorunları, altyapı, konut, işsizlik, gibi sorunlar ciddi sorunlar olarak seçilecek yerel yöneticilerin çözülmesini bekliyor.
Ülkemizin merkezi yönetimindeki katı merkeziyetçi anlayış, yerel yönetimlerin ayak bağı durumundadır. Yapılması gereken yerel yönetimlerin yetkisini artırmaktır.
İnsanları üzerinde baskılar sonucu, örgütlü demokrasi mücadelesi geleneğinin engellenmiştir. Yurttaşlık bilinci gelişememiş, topluma ve kendine yabancılaşma yaşanmaktadır. Dil, din, cinsiyet, etnik ve siyasal düşünce ayrımı körüklenerek halk kamplara bölünmüştür.
Bu ve benzeri olumsuzlukların sonucunda bugünkü yerel yönetim birimlerimiz çağdaş toplumun isteklerini karşılayabilecek demokratik, katılımcı, saydam, etkin, verimli ve arzulanan yönetim yapısına sahip değildir.
Son yıllarda yerel yönetimlerde uygulanan politikalar ve siyasi kararlar; yerel yönetimlerin gelişip güçlenmesi yerine sivil toplum kuruluşlarını etkisiz hale getirme veya demokratik kurum ve kuruluşlar dışlanma yoluna gidilmesi tercih edildi.
Ülkemizde yerel yönetimlerin önemi siyasi partiler için düşünülenden daha da fazladır. Buralardan elde edilen rant siyasi parti ve yandaşların yararına kullanıldığı bilinen bir durum.
Durum böyle olunca siyasi partiler özellikle başta büyükşehir belediyelerini almak için ne gerekiyorsa yapmaktan kaçınmazlar.
2019 yılındaki seçimlerde İktidar partilerin elinde İstanbul başta olmak Ankara, Adana, Mersin, Antalya, üzere önemli bazı şehirler el değiştirerek CHP ye geçti.
14- 28 Mayıs seçimleri sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan Erdoğan, Mart 2024 yerel seçimleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, ?İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizin tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız. Muhalefetin kavgalı, dağınık, gerçekten içler acısı haline bakıp da gelecek seçimler dahil hiçbir seçimi çantada keklik göremeyiz" diyerek ne kadar önemli olduğunu vurguluyordu.
Öyle görülüyor ki; yapılacak yerel seçim ülkemizin ve siyasi partilerin kaderini belirleyecek. Bunun için iktidar ve muhalefet ince eleyip sık dokuyorlar.
Seçime 2 ay gibi kısa bir süre kaldı. Siyasi partiler büyük ölçüde büyükşehir belediye başkanlarını açıklamaya başladı
CHP daha önce İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara adayı Mahsur Yavaş olduğunu açıklamıştı.
Arkasından açıklanan Büyükşehir adayları; Adana'da Zeydan Karalar, Mersin'de Vahap Seçer, Antalya'da Muhittin Böcek Aydın'da Özlem Çerçioğlu ve Hatay'da Lütfü Savaş'ın yeniden aday gösterilmesi kararlaştırılırken, uzun yıllardır Yılmaz Büyükerşen'in yönettiği Eskişehir'de değişime gidildi. Büyükerşen'in de önerisi doğrultusunda, belediye genel sekreteri Ayşen Ünlüce aday gösterildi.
Son olarak da CHP MYK toplantısı sonrası, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu açıklandı. Bunlarla beraber birçok il ve ilçelerde adaylarını belirlenmiş oldu.
AKP'de ise, İstanbul'da Murat Kurum, Ankara'da Turgut Altınok, İzmir Hamza Dağ, Antalya Hakan Tütüncü, Aydın Hakan Tütüncü olmak üzere birçok kentte adaylarını açıkladı.
Diğer yandan DEM, MHP, YRP, İYİ PARTİ, SP, DEVA, GELECEK PARTİ, TİP ve diğer partilerin bir kısım il ve ilçede adaylarını açıkladı.
DEM parti grup başkan vekili Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Koçyiğit, Başak Demirtaş'ın olası adaylığıyla ilgili şunları söyledi:
?Başak Demirtaş'ın açıklamasının kendisi bizim açımızdan resmi başvuru niteliğindedir. O anlamda ekstra bir başvuruya ihtiyaç duymuyoruz. Evrak anlamında söyleniyor galiba resmi başvuru. Böyle bir başvurusu yok ama yaptığı açıklama bizim için başvurudur. Bu başvuruyu da aldık kabul ettik.
Başak hanım aday adayı. Direk adayı desem kuralları ihlal ederim. Başak hanım muhtemel olabilecek en güçlü adaylarımızdan birisi. Mayıs kampanyamızı birlikte yürüttüğümüz, mitinglerimizde konuşan bir arkadaşımız. O nedenle adaylığının önünde hiçbir engel yok. Medyadaki tartışmaları hayretle izliyoruz. Son tartışmalarla beraber nihai kararı MYK verecek. En geç 5 Ocak'ta yeni adaylarımızı kamuoyuna duyuracağız.? şeklinde açıkladı.
Tüm bu gelişmeler ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; yapılacak yerel seçimlerde, seçimin kaderini anahtar durumunda olan DEM Parti belirleyecek.
Bunun için de, DEM partisinin önünde 2 seçenek var. Birincisi, eğer AKP ile anlaşma sağlanırsa en güçlü adaylarını başta büyükşehirler olmak üzere il ve ilçelerde çıkaracak. Ötekileştirme ve kayyum atamalarına son verilmeyi güvence altına alarak rahat bir nefes alacak. İkinci seçenek, CHP'ye bazı şartlar doğrultusunda seçim işbirliği yaparak daha önce kazanmış olduğu, sonradan kayyumla ellerinden alınan 100'e yakın belediyeyi yeniden almayı hedefleyecek.
Sonuçta başarı biraz da cesaret işidir. DEM partisiyle cesaret gösterip işbirliği yapan kazanacak diye düşünüyorum.
Yazar: öğretmen
ÇUKUROVA 16. KİTAP FUAR...ÇUKUROVA 16. KİTAP FUARI
Merhaba değerli okuyucularım;
Bu haftaki köşe yazımı Çukurova 16. Uluslararası Fuar Ve Kongre Merkezi'nde yapılan Adana kitap fuarı etkinliklere ayırdım. Çünkü kitap fuarlar;: karanlıkları aydınlatan, yolumuza ışık tutan bilgi hazinesidir.
Bu amaçla her yıl ülkemizin birçok kentlerinde kitap fuarlarında etkinlikler düzenleniyor.
Bilindiği gibi kitap fuarları, okuma alışkanlığı ve kitap sevgisi kazandıran önemli etkinliklerdir. Okuma kültürünün yaygınlaştırmak, okur-yazarları bir arada toplamak, yazar, şairlerin eserlerini tanıtmak için birçok bilimsel etkinliğin yapıldığı bugünlerde okuma kültürünün topluma kazandırılmasında en önemli araçlardan biridir kitap fuarlarıdır.
Kitap fuarları meraklı okurların yeni yayınları keşfetmeleri için en iyi mekânlardır. Yeni yayınevlerinin, yeni yazarların, yeni kitapların keşfedildiği büyülü alanlardır.
Bunun bilincinde olan kurucusu ve başkanı olduğum YAŞA-DER (Yazar Şair Ve Sanatçılar Derneği olarak katıldık. Fuarda yer almamızı sağlayan Adana YAŞA-DER başkanı ve yönetim kuruluna sağladığı olanaklar, çalışmalarımıza katmış olduğu değerler ve başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ederim. Başarıları daim olsun diliyorum.
Bir başka teşekkür de Adana Büyükşehir Belediyesi'nin YAŞA-DER'e vermiş olduğu desteğinedir.
2024 yılın ilk kitap fuarı olan 16. Çukurova Kitap Fuarı 13 ocakta tarihlerinde başlamış oldu.. TÜYAP Adana Fuarcılık tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği'nin işbirliği, Adana Valiliği, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Fuarcılık A.Ş.'nin desteğiyle düzenlenen fuar TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezinde kapılarını açtı.
Dokuz gün devam edecek fuarda okur 300'e yakın yayınevi ve sivil toplum örgütüne ulaşacak. Fuar boyunca 93 panel, söyleşi, atölye çalışması, etkinlik ve imza günü düzenlendi. Yüzlerce okur-yazar okur ve yazarlarıyla buluşma fırsatını buldu.
Fuarın açılışında konuşan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Adana'nın kitap okuma ve satışı açısından İstanbul ve Ankara'dan sonra Bursa ile birlikte 3 ve 4'üncü sırada olduğunu belirtti. Kocatürk, yayıncılık sektörünün zor zamanlar geçirmesine rağmen ayakta kalmayı başardığını ve yaklaşık 83 bin yeni başlık yayınlandığını anlattı. Uluslararası Yayıncılar Birliği'nin verilerine göre bu rakamla Türkiye'nin dünyada 7'inci sırada yer aldığını ifade eden Kocatürk, bu başarının altında bağımsız yayıncılığın ve okurların katkıları olduğunu vurguladı.
TÜYAP Yapım A.Ş Genel Müdürü ve Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği Başkanı İlhan Ersözlü de "Fuarımız yine yoğun bir katılımla ziyarete açıldı. 15 yıldır 3 milyonun üzerinde ziyaretçi ağırlayan bu fuarımız artık sadece Adana'nın değil, bölgemizin de en önemli platformu haline geldi. Bu fuara sahip çıkmalarından dolayı tüm Adana halkına, bölge halkına, öğrencilerimize teşekkür ediyorum. 323 yayınevi, sivil toplum kuruluşu, meslek örgütü, derneklerimiz bu fuarda şu anda yerini aldı. 500 etkinlik ve 500'ün üzerinde imza günüyle yazarlarımızla okurlarımızı bu 9 günlük süre içerisinde buluşturacağız. Girişlerimizin ücretsiz olduğu bu fuar 21 Ocak tarihine kadar ziyarete açık kalacak" dedi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise "Bu fuar Adana'ya yakışıyor. Çünkü Adana, Orhan Kemal'in, Yaşar Kemal'in, Yılmaz Güney'in, Abidin Dino'nun ve onun yanı sıra çok değerli sanatçıların yetiştiği bir kent. Biz İstanbul ve İzmir'den sonra kitap fuarına en çok ilgi duyulan, en çok kitap satılan, en çok ziyaretçi ağırlayan üçüncü fuarız. O konumumuzu da sürdüreceğiz. Biz de 16'ncısını yaptığımız fuarda çocuklara çok ciddi sayıda kitap alalım ve dağıtalım. Çünkü okuduğunu anlama, kitap okumaya bağlı. Eğer çocuklar kitap okursa okuduklarını 13-15 saniyede anlıyorlar.
Kitap okumayanlar da bunun üç katı sürede anlıyorlar. Dolayısıyla gelişmişliğin bir yolu da kitap okumaktan geçiyor? dedi.
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, ?Adana fuarlar şehri, 5 aydır fuarlar gerçekleştirdik. Çok büyük katılımlar oluyor. Girerken elinde kitap almış aileler görmek, böyle canlı dinamik yüksek katılımlı fuarı gerçekleştiriyor olmak aslında Adana'daki kitap fuarının diğer fuarlardan da ayıran bir husus. Her şey ilimle, irfanla, okumakla, bilmekle, bilimle, sanatla gerçekleşir.
Adana bu anlamda büyük sanatçıların büyük yazarları yetiştirmiş bir şehir. Her anlamda büyük zenginlikler var. Adana Türkiye'nin bir özeti gibi. Adana'da bir irfan var, kültür var, okuryazarlık var. Sanatçı, yazar yetiştirmiş büyük insanlar var. Adana sadece sanayi anlamda değil kültürel anlamda da münbit bir coğrafya, ondan dolayı da bu kitap fuarlarının muhakkak karşılığı var. Ben buradan kitap alan, evinde kütüphane kuran çocuklara, çocuklarına kitabın kokusunu hissettiren ailelere teşekkür ediyorum? dedi. Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesildi.
Sonuç olarak Adana kitap Fuarı için şunlar söylenebilir;
1 ? Çukarova 16. Kitap fuarı, sadece Adana değil, Çukurova bölgesinin ilgi duyduğu kitap fuarı haline gelmesi sevindiriciydi.
2 ? Fuara 300 yakın yayınevinin katıldığı, sivil toplum kuruluşlar, demokratik kitle örgütlerinin katılımı fuara farklı güzellikler katmıştı.
3 ? Fuar boyunca 93 etkinlik ve söyleşinin yapılması edebiyat, kültür ve sanat açısından önemliydi.
4 ? Dokuz gün boyunca, imza günün etkinliklerine yer verilmesi okur-yazarı bir arya gelmesine vesile olması değerliydi.
5 ? Milli Eğitim ile işbirliği çerçevesinde yetersizliklere rağmen öğrencilerin fuara getirilmesi edebiyatımız açısından önemli kazanımdı.
6 ? Kürt yayınevlerinin yer almaması veya yer verilmemesi ülkemizin birliği açısından büyük eksiklikti.
7 ? Fuarlar karanlıkları aydınlatan, yaşamımıza can katan güneş gibidir. Güneşimiz daim olsun diliyorum?
Yazar: öğretmen
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- Pirinctanesi
- Mefail
- turgaykurtulus
- Celal
- umsena
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir