Karadeniz hırçın dalgalı
Bi bedenimi sarıp çekemedin içine
Bir tokat gibi savurup
girdabına sokamadın
köklerimi alıp gidemedin buradan Karadeniz
Damla damla döküp yığıntılarımı
göysüme ağır geliyor taşıyamıyorum
sensizlik çökerken gün yüzüne
bulut bulut yakamoz damlar üstüme
güneşe küskün suratsız karedeniz...
dizildi önüme askerlerin
biraz tuz biraz soda karbonat
soluğumda tadın ekşimiş
ayrılık sofranda acı viskin
aşka bağlı değisin
bağımlısın hayata
ben ağır ben miskin
Karadeniz öfkeli ben üşüyorum
kendime sığamıyorum
bir adım öteye giden yok
sen özgür müsün yoksa sadece deli...
Karadeniz gebe bir kadının son tekmesi yüreğinde
gülüşleri suskun bir bebeğin son iniltisi
hortumu dolanmış nefesi kesik
yaşam dalları eğik büyük kavşağı yok
yaşam bir yol girintili çıkıntılı
Karedeniz dar, Karadeniz sarp dağ
Karedeniz in yok başka çaresi...
Ben susuyorum