Şiir Defteri

''GEZİ'' DAVASI

Yazan: öğretmen
28.07.2022 / 20:26
285 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
''GEZİ'' DAVASI Bu hafta muhalif liderlerin 3. buluşmasını kaleme almayı düşünüyordum. Ama yaşadığımız ülke Türkiye olunca bazen saatler gündemi belirlemeye veya gündemi değiştirmeye yetiyor. Ben de ''gezi'' davasını yazmayı uygun buldum. İşe Osman Kavala başlayalım : İş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala, Türkiye'de sivil toplumun öncülerindendir. Kavala, 1982'de atıldığı aktif iş hayatı sırasında hem kurduğu şirketler hem de kurucuları arasında olduğu sivil toplum örgütleri aracılığıyla Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve çok kültürlülük alanında faaliyetlere ön ayak olmuştur. 1999 İstanbul Depremi'nin ardından önayak olduğu dayanışma faaliyetlerinden sonra, tamamen sivil toplum alanına yönelmiştir. Kavala kurucusu olduğu Anadolu Kültür'ün Yönetim Kurulu Başkanlığı'nın yanı sıra Açık Toplum Vakfı, TESEV, TEMA Vakfı, Tarih Vakfı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı gibi pek çok sivil toplum örgütünde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi veya danışma kurulu üyeliği yapmıştır. Şimdi ''gezi'' davasına gelebiliriz.İlk olarak ''gezi'' olayları 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından haber kısa sürede sosyal medyaya düşünce bazı aktivistlerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına polis orantısız müdahalede bulunmasıyla başlamış oldu. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 'ın inşaatın yapımında ısrarcı açıklamaları ile protestolar hükümet karşıtı gösterilere dönüştü. Başta İstanbul olmak üzere Ankara İzmir gibi büyükşehirlere yayıldı.Daha sonraları Türkiye'nin diğer illerine de yayıldı. İçişler Bakanlığı'nın verilerine göre, 79 ilde yapılan eyleme 2,5 milyon kişi katılış, nu katılanlardan daha fazlası sosyal medyada görüşlerini açıklamıştı. Olaylar sonucu 8 sivil yaşamını yitirmişti. Bunlar, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali Osman Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik'ti. Ayrıca 2 polis memuru yaşamını yitirmişti. Olaylarda 9063 kişi yaralanmıştı. Osman Kavala 18 Ekim 2017'de gözaltına alındı ve 1 Kasım 2017'de Gezi olaylarını finanse etme suçlamasıyla tutuklandı. Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Henry Jack Barkey'nin yargılandığı Gezi Parkı davası 2021'de yeniden görülmeye başladı. 35 sanık hakkında beraat kararı verilen Çarşı davası Yargıtay tarafından bozulmuş ve Yargıtay, bozma kararında iki dava arasında hukuki bağlantı olduğunu belirtmişti. Ardından iki dava 30 Temmuz 2021'de birleştirildi ancak 21 Şubat 2022'de görülen duruşmada Çarşı davasının Gezi Parkı davasından ayrılmasına karar verildi. Avrupa Konseyi'nin siyasi organı Bakanlar Komitesi 30 Kasım-2 Aralık 2021 arasında yaptığı değerlendirmeler ve oylama sonucunda iş insanı Osman Kavala'yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakmayan Türkiye aleyhine "ihlal prosedürü" başlatma kararı almıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Şubat ayında "ihlal prosedürü" ile ilgili ara kararı kabul etmişti. Bu kısa değerlendirmeyi yaptıktan sonra Osman Kavala ve diğer sanıkların karar duruşmasına dönebiliriz. Karar duruşmasında neler yaşandı? Kavala, duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Osman Kavala , "AİHM'in hak ihlali kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbiri beni suçla ilişkilendirip makul şüphe yaratmadığını açıkladıktan sonra delil olmayan delillerle hakkımda ağrılaştırılmış müebbet hapis istenmesi hukuki değildir. "Bu aynen ikinci iddianamedeki suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan bir suikast eylemidir" şeklinde konuştu. Mücella Yapıcı, "Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ben 50 yıllık bir meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım. Hiçbir zaman şiddetten yana olmadım. "Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi mesleğim doğrultusunda kullandım. "Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamınızı umuyorum. Hüküm sizindir" dedi. Avukat Akçay Taşçı ise "70 yaşında hala bu ülkenin en önemli mimarlarındandır Mücella Yapıcı. hala kirada oturan Mücella Yapıcı finanse etmiş Gezi'ye giden o kadar insanı" dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, karar sonrası Çağlayan Adliyesi dışında yaptığı açıklamada, "Burada bugün sonlanan davada hukukun ve adaletin gereği yapılmadı. Sadece ülkeyi yöneten bir tek adamın gönlü yapıldı" dedi. Özgür Özel, "Adaletin kanını emen bu vampire hiçbirimizin tek başına gücü yetmez ama hepimizin gücü yeter. Gezi özgürdür. And olsun. Tayyip Erdoğan mahkum olacaktır, hesap verecektir" diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu "Çok yakın zamanda bu hakimlerin hepsinden adil bir şekilde hesap soracağız" derken, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, "Çok öfkeliyiz. Ama ben Türkiye halklarına seslenmek istiyorum. Hafızamızı kaybetmeyelim. Biz Gezi Parkı'nı kazandık. Hep birlikte mücadele etmeseydik Taksim'in ortasında yine o inşaatlardan olacaktı. Biz kazandık hazmedemediler" ifadelerini kullandı. Kerestecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bütün muhalefeti terörle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu yol ayrımında biz demokratik, özgür bir Türkiye mi istiyoruz yoksa bu yargıçlarla yargılanmaya devam mı etmek istiyoruz? Biz bunu hak etmiyoruz. Bugün alınan arkadaşlarımızın hiçbir suçu yoktur. Hepimiz oradaydık, yargılayacaklarsa hepimizi yargılasınlar." İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ise "Çok öfkeliyim. Ben iktidara öfkeli değilim. Ya da hakim savcı kılığına girmişlere de öfkeli değilim. Hepimizin bir yemin etmesi gerekiyor. O yemin bu ülkenin var olup olmayacağına dair bir karar. Bunlar mafya, çete. Bu yargılamadan ne bekliyordunuz? İtiraz etmeyen herkes bu kararın sorumlusudur" dedi. Sonuç olarak şunu vurgulamak isterim ki ; eğer altı muhalif lider, Çağlayan Adliyesi'nde bir araya gelip dayanışma içinde demokratik ve barışçıl tepkilerini kitlesel olarak gösterebilme cesaretini gösterebilselerdi belki sonuç farklı olabilirdi. ''susma sustukça sıra sana gelecek'' misali, bu tepkisizlik devam ederse, bir gün sıra onlara, belki de sessiz kalan herkese gelebileceğini düşünüyorum. Bir sonraki yazımda altı muhalif lider ve sivil toplum kuruluşların tepkisiyle devan edecek..
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Ceyhun
  • sabanaslantr
  • Kelebeklerdeağlar
  • Marslı
  • Tormentor
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir