Şiir Defteri

TARİH, HÜKMÜNÜ VERİR...

Yazan: Eğitimci
11.02.2007 / 00:27
1089 kez görüntülendi
1 yorum yapıldı
Biz Türkler; dünya konjonktüründe yampiri bir tarihi asla yaşamadık, yüce milletimize bunu yaşatmaya hiç kimsenin, hiçbir ekolün ve hiçbir devletin gücü yetmeyecektir! Tarih, Türk’ü Türk’e düşman eden ve kırdıran türlü fesatlıklarla doludur. Bu bağlamda dahilî ve haricî düşmanlar (şer odakları ve imansız taifesi) her zaman en elverişli ortamları kollar, öyle ki bir ülkenin özellikle sosyoekonomik ve sosyopolitik istikrarsızlığı onlar için paha biçilmez bir fırsat teşkil eder. Geçmişte de hep vuku bulduğu üzere, bir ulusu çökertmede en etkin yöntem kaleyi içerden ele geçirmektir. Bunun için güçlü stratejiler ve yok etme teorileri geliştirerek yazdıkları senaryoları kademeli olarak tatbik mevkiine koyarlar. Başlıca hedefleri; aşağıda özetle aktarmaya çalışacağım hususlara sinsice ve acımasızca el atarak; kısa, orta ve uzun vadede en olumsuz sonuçlara vasıl olmaktır: 1-Dil dejenerasyonunu sağlamak, dili tahrip etmek 2-Dinî inanç ve duygularla oynamak, sömürmek, ayrımcılığı körüklemek 3-Aile yapısını yıkmak 4-Kamu huzur ve güvenliğini ihlâl ederek yönetime ve Devlete güveni sarsmak 5-Halkın sağlığıyla oynamak 6-Devletin içerde ve dışarıda güvenilirliğini, itibarını zayıflatmak 7-Siyaseti seviyesizleştirmek 8-Haksızlıklar ve zulümler husule getirmek 9-Millî duyguları zedeleyerek millî birlik ve beraberliği yok etmek 10-Kültür ve sanat eserlerini çalmak, yıpratmak 11-Yer altı ve tabiî zenginlikleri ele geçirmek 12-Bilhassa gençliği moda, lotarya ve bohem yaşantı tarzına özendirmek ,... Türk toplumunun güçlü mayasını ve sağlam nüvesini oluşturan aile, muhkem yapısıyla tarih boyunca tebarüz etmiş olup, bunda ailenin kutsiyetine duyulan mutlak inanç ve iman gücü büyük rol oynamıştır. Hâlen yeryüzünde evrensel ve ulusal bağlamda öz niteliklerini yitirmemiş, misyonunu bitirmemiş ve gelecekten umudunu kesmemiş aile yapısına sahip az sayıda uluslardan birisi olmanın onurunu ve gururunu haklı olarak yaşamaktayız. Haricî ve dahilî şer odakları eskiden olduğu gibi yine ‘Böl, parçala, yut!’ politikasıyla başarılı, mutlu, halim selim, mütedeyyin ve düzgün insanları ve mazbut aileleri hedef alarak onlara itibar kaybettirmek, madden ve mânen yıpratmak ve rencide etmek amacıyla muhtelif komplo teorilerini sinsice ve acımasızca hayata geçirmekte bir an dahi tereddüt etmezler. Bu şer odakları toplumun her kesiminden ve çeşitli meslek gruplarından kıytırık insanlarla; özellikle de kültür düzeyi düşük, mutsuz ve başı bozuk bireylerden ve yaşantısı düzgün olmayan sözde (!) ailelerden oluşur. Mutlak inancım odur ki ; Türk aile yapısı, türlü baskı ve tehlikelere rağmen, âlî Devletimizin güvencesinde sonsuza kadar pâyidar kalacaktır. Allah, milletimize ve devletimize zevâl vermesin... Bayrağımıza, millî marşımıza ve millî değerlerimize yönelik saygısızlık ve tasallut edilmesi hâlinde legal karşılık anında verilmelidir. Orta sınıf asla yok edilmemelidir; aksi takdirde yoksulun daha yoksul, varlıklının daha varlıklı olmasına cevaz verilmiş olur. Halkımızın, özellikle gençlerimizin yarınından emin, vehimsiz, kaygısız ve iyimser yaşamaya hem hakkı vardır, hem de âlî Devletimiz bunu temine kadirdir. Başta eğitim, güvenlik ve adalet sistemlerimiz olmak üzere Devletimizin bütün mekanizmalarının bozulmaksızın ve yıpratılmaksızın fonksiyon göstermesi son derece önem arz etmektedir. Bir ülkenin insanlarının salt sporla/müzikle meşgul olması; her nev'i bahis oyunlarına aşırı biçimde müptelâ olması; tütün, alkol ve uyuşturucu trafiğinin hızlı çalışması,...ve benzeri faaliyetlerin sistematik biçimde yoğunluk kazanması o ülkede işlerin yolunda gidip gitmediği hususunda her zaman mutlak bir kriter oluşturur. Çözüm: Kuvayı milliye ruhuyla millî birlik ve beraberlik içinde dayanışmak; bütün millî, mânevî ve etik değerlerimize, has aile yapımıza ve insanımıza sahip çıkmak; iç ve dış düşmanlara, terörizme ve fırsatçılara taviz vermemek; üniter, ulus-devlet yapımızı muhafaza etmek ve âlî devletimizin bekasını, her ne pahasına olursa olsun, temin etmek mükellefiyetimizi daima müdrik olmalıyız; esasen mevcudiyetimizin esbab-ı mucibesi de budur...

keskin_101


12.02.2007 / 20:26
Hocam bi yorumumdan ötürü bir yazının tamamını sildiniz. İnşallah o narin yüreğinize dokunmamışımdır. Şunu bilin ki kesinlikle aradığım yazarsınız. Hocam Türkler (milletim) orta asyada birbirilerini yemişler, çinli kadınlar almışlar, esir düşmüşler ve uzun süre esaretten kurtulamamışlar. Sonra Kürşad gibi fedailerin, serdengeçtilerin himmetiyle özgür olabilmişler. Bakın bazan benim de Aziz Nesin gibi %50 miz aptal diye haykırmak istiyorum. Valla bir yerlerde birileri fena yanılıyor. Mesele Türklük değil. Orta Asyada Kazaklar her gideni soyuyor, yağmalıyor bu adamlar safkan Türk. Milli mücadelede Hailde Edip var Sabetay kökenli deniyor. Ne düşünsek aceba? Ben şunu öğrendim. Kimde iman yoksa vatan sevgisi de, yiğitlik te, dürüstlük te nanay. Etik metik kurtarmıyor Hocam. Tamamına yakınınmız yalancı, bencil, korkak. Türklük Türklük ikilemesi sadece Ogün gibi bomboş insanları üretir. Yakında birilerinin elinde kumpas başlarlar kafatası ölçmeye. Yaşasın Hitler. Altın soyum Allahın sancaktarlığını yapmış Cebrail (a.s.) gibi. Altınmaziler yakar içimi. Sultan vahdettin cennetmekan giderken saraydan sadece altın Kuran mahfazasını almış biliyor musunuz? Hocam saygı ve selamlarımla.

Düzenleme:12.02.2007 / 20:33
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Marslı
  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir