Şiir Defteri

Haydi, Kolay Gelsin!

Yazan: Eğitimci
16.01.2007 / 20:07
1502 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Takdir edersiniz ki ‘yazmak’ sanattır! Yazmak, hiç kimsenin tekelinde olamaz! Şiir ve makale dahil, her tür yazı yazmak birikim ve maharet ister, kuşkusuz. Unutmayalım ki paylaşmak da en az yazmak kadar kutsaldır. İstedim ki biraz ‘sevgi’, biraz da ‘yazmak’ üzerine yârenlik edelim. Kısa şiirlerimle de bezeyerek dizayn ettiğim yazımı sıkıcı bulmazsınız, umarım... Kâh şairi, kâh yazarı oynamaya çalıştım; ancak asla özentili, iddialı ve hırslı olmadığımın bilincindeyim. Yazılarımı asla ne birilerine yaranmak, ne de birilerini incitmek için yazmıyorum. Lâkin zülf-ü yâre dokunur da birileri alınırsa, ne yapalım... Zamanı ve zemini kirleten yaratıkların yol açtığı her nev'i menfiyetle dolu şu denî âlemde 'kasavet' değil, 'inşirah' bulmak istemek, her akl-ı selim sahibi insanın hakkı olsa gerek! Yaptığı işi tarz-ı hayat olarak benimseyenleri TENZİH ederek sadede gelelim... SEVGİ NEDİR ? Sevgi; insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygudur. Allah sevgisi, evlât sevgisi, yurt sevgisi, ... Sevgi içten gelen tanrısal bir güçtür; beslendikçe gelişir, güçlenir ve artar... Sev yaratılanları Yaradan’dan ötürü! İnsan; önce kendini sevmeli; zira kendini seven ancak ailesini, ulusunu, yurdunu ve devletini sevebilir. Sevgi ısmarlanmaz, satın alınmaz, satılmaz! Sevginin saati günü olmaz! Sevginin olduğu yerde kötülük barınmaz! Sev, zira ; Gülenin yüzünde çiçekler açar, Sevenin özünden kötülük kaçar... Aşırı sevgi ve bağlılık duygusuna ise, ‘sevi, aşk’ denir. “Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için.” – Yunus Emre NE GÜÇLÜ SEVGİYMİŞ YÂ RAB! Cânı heyecân sarınca ruh şahlanır coşku artar, Umut dolu yüreklerde cânân canlanır ve yaşar; O cânân ki görkemiyle derinden benliği sarar, Özündeki güçlü sevgi dünyâ durdukça hep yaşar...( 2006 ) Sevgi bazen de çarpar: ÇARPIŞ! Sarhoş oluyorum seni görünce, Bir hoş oluyorum konuştuğunda; Bomboş kalıyorum gidiverince, Çok hoşlanıyorum aradığında... Bırak artık içki gibi çarpmayı, Biraz da sen çarpıl, denge kurulsun; Beceremiyorsun hiç rol yapmayı, Biraz tebessüm et, güzellik olsun...( 1999 – Her Telden ) Sevgi; hoşgörü ve anlayış ister, paylaşılıyorsa bir anlam taşır... HAKSIZLIK ETME... Sevgimi anlatmaya sözcükler âciz kalır, Aranmadığı zaman şu yüreğim daralır; Gözlerine bakarak, tenine dokunarak Yakın olmak isterim, nefesini duyarak...( 1998 – Her Telden ) Sevgi üzerine nice maniler söylenmiş, nice şarkılar ve türküler bestelenmiş, nice şiirler yazılmış bu güne değin; lâkin her biri diğerinden daha anlamlı, vurgulu ve güçlü olsa dahi hiçbirinin kusursuzluğun en üst noktasına ulaşabilmiş olduğunu söylemek ne denli yerinde olur, bilinmez. Yazılanların ve söylenenlerin her birisi başlı başına birer mutlak değerdir kuşkusuz; lâkin edebî irdelemeler bazında özellikle doğru kelimeleri seçemediğimiz ve/veya yerine oturtamadığımız takdirde anlam değişmesi, yani anlam daralması, genişlemesi, kayması veya bayağılaşması, ... gibi olumsuzlukların ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Örnek : ‘Terkos’ adının göl adı anlamından ‘musluk suyu’ anlamına gelmesi. Ayrıca, anlam aykırılığı ve anlam kayması gibi durumlarla da bazen karşılaşılır ki bu da yine başarıyı olumsuz yönde etkiler. Gerek nazım (şiir), gerekse nesir (düz yazı) çalışmalarında öncelikle konuyu (tem, tema) belirlemek ve akabinde ana fikri sıkıca yakalayıp ona odaklanmak ve tam konsantrasyonla ‘lâfız ve ruh’ dengesini (equilibrium) çok iyi kurmak elzemdir. Yoksa sırf yazmış olmak için lâlettayin (rastgele, gelişigüzel) yazmak hiç de enteresan olamaz. İmlâ kuralları ve noktalama işaretleri ve incelikleri ise başlı başına önem arz eder... ‘Yazmak hiç kimsenin tekelinde değildir!’ anlayışıyla yaklaşık on yıl önce şiir yazmaya başladığımda ortalık türedi (!) şairlerle dolup taştı ; birkaç yıldan beri ve şimdilerde biraz makale yazmaya çalışıyorum ve, maalesef, görüyorum ki bu kez ortalıkta yazaNlar (!) (‘yazaRlar’ değil...) cirit atmakta, maazallah! Yazmak sanattır! Bu, böyle biline... İsteyen herkes ÇALA KALEM kafiyeli/kafiyesiz (uyak), vezinli/vezinsiz (ölçü) bir şeyler karalayabilir, lâkin hakikî mânâda (bilimsel standartta) şair ya da yazar addolunabilmek pek de öyle "ucuz ve kolay" olmasa gerek ! ...NE HÂCET! Her eline kalemi alan yazmaya kalksa, Ne kalem, ne de kâğıt yetmezdi şu dünyada... Her aklına eseni insan yazmaya kalksa, Ne derman, ne de zaman yetmezdi şu dünyada... Her kalbinden geçeni dile almaya kalksa, Ne heves, ne de nefes kalmazdı hiç insanda... Her kötülük edeni bir bir saymaya kalksa, Ne coşku, ne de arzu kalmazdı hiç insanda...( 2001 – Kokteyl )
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Marslı
  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir