Şiir Defteri

CANIM ÖĞRETMENİM!

Yazan: Eğitimci
22.04.2007 / 10:41
1087 kez görüntülendi
2 yorum yapıldı
Fikrin ukalâ olmaması için zihnin fukarâ olmaması gerekir. Bu nedenle ilimle hâşir neşir olmak elzemdir, zira ilim yükseltir, cehalet alçaltır. İlham veren büyük öğretmenlerimize minnet ve derin hürmetlerimle... GİRİŞ: Arapça’da ‘muallim’ yani ‘ta’lîm eden, öğreten, yetiştiren, ilim öğreten’ ile karşılanan ‘öğretmen’ sözcüğü lügatlerde: mesleği bir bilim dalını, bir sanatı veya teknik bilgileri öğretmek olan kimse, muallim, diye tanımlanır. İlim, insanlara ekmek ve su kadar lazımdır. İlim, rivayet ve kuru malûmat çokluğu değildir. İlim, faydalı olan ve kendisiyle amel edilen şeydir. En büyük öğretmenimiz, hem de başöğretmenimiz Atamız "Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak muallimlerdir." veciz sözüyle öğretmene duyduğu güveni ne güzel izhar etmiştir. ÖĞRETMENİN ÇOK İYİ YETİŞTİRİLMESİ: Öğretmenimizi çağdaş bilgilerle mücehhez kılmak; sosyoekonomik sorunlarına ivedi ve kalıcı çözümler getirmek; başta siyaset olmak üzere, her açıdan, saygınlığına gölge düşürebilecek olumsuz dış etkenlere karşı dirençli ve muhkem kılmak elzemdir. Öncelikle; ‘öğretmen yetiştiren’ öğretmen ve eğitim birimlerimizin ulusal ihtiyaçlarımıza çağdaş bağlamda cevap verecek tarzda yeniden yapılandırılmalı; bunun için geçmişte uygulanan yöntem, teknik ve stratejilerden mutlaka yararlanılmalıdır. Diğer önemli bir husus; yurt içi ve yurt dışındaki bilgi birikimi ve eğitsel deneyimi güçlü beyinlere itibar ve iltifat edilmelidir. En büyük öğretmen, hem de başöğretmen ATATÜRK’dür. Büyük kurtarıcımız, Cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder, Gazi Mustafa Kemal, "Hayatta en hakikî mürşit ilimdir!" diyerek yüce milletimize hedef göstermiş ve "Muallimler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!" veciz sözüyle de öğretmenlere ne denli önem verdiğini dile getirmiştir. Bazı eğitbilimcilere göre "ideal bir öğretmenden ideal bir yönetici, ideal bir yöneticiden ise ideal bir öğretmen olmaz" anlayışı genelde geçerliliğini korusa da Atatürk; ilke ve inkılâplarıyla, hem ideal öğretmen ‘~eğitmen, yönlendirici’, hem de ideal yönetici ‘~lider, filozof, reisicumhur, başkumandan, başöğretmen’ olarak böyle bir tezi çürütmüştür. AMAÇ, İDEAL ÖĞRETMEN OLMAKTIR: Arthur Vard’a göre dört grup öğretmen vardır. Öğretmenin; -Vasatı, konuşur, -İyisi, izah eder, -Ustası, gösterir, -Büyüğü, ilham verir; “ideal” öğretmen bu kategoride mütalâa edilir. Yabancıların "TV-Teacher" diye tabir ettikleri ve sadece “show” yapan göstermelik öğretmen olmak istemek ne rasyonel mantıkla, ne de ulusal eğitim kriterlerimizle bağdaşır. Her yüksek diplomalı ise gerçek manâda öğretmen olamaz, kuşkusuz... Her şeyden önce mesleğin kutsiyetine yürekten inanmak, yaptığı işi "yaşam biçimi" olarak benimsemek, özveri ve özgecilikten asla kaçınmamak şarttır. İlmiyle amel etmeyen âlimin ilmine güvenilmez. Bu nedenle ilmin özümsenmiş olması gerekir. -Kalem kılıçtan üstündür. -Müslümanların ilim öğrenmesi farzdır, buyuruyor Peygamber efendimiz. Beşikten mezara kadar ilim öğreneceğiz. -"Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum." Hz.Ali En güçlü insan aklını doğru, iyi ve güzel için kullanabilendir. Öğrenmek ise, sonsuz bir süreç olup, bunun için azmetmek, araştırıcı ve sabırlı olmak zorunluluktur. Okul sıralarında alınan eğitim ve öğretimin kıymetini bilelim. Daha büyük ve ileri hedeflere mutlaka odaklanalım... İlim öğrenmek için üç şart vardır: -Hocanın mahareti -Talebenin zeki olması -Uzun zaman Öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan, hayatı boyunca cehaletin zilletini yudumlar. Sabretmeyen zafere kavuşamaz, zira sabır bir erdemdir. EĞİTİMİN ÖNEMİ: Uluslar, eğitime önem verdikleri oranda gelişip kalkınabilirler. Her ulusun bir temel eğitim politikası vardır. Dil, kültür ve ulusal değerler bu politikanın özünü oluşturur. Anlaşılması çok güç olan karmaşık yapısı ile kutsal bir varlıktır insan... Topluma maksimum katkılarını sağlamak istiyorsak, insanımıza değer vermek zorundayız; bunun için, insanca yaşama koşul ve ortamlarını iyileştirerek insanımızı madden ve mânen azami güçlü kılmamız iktiza eder. Atatürk diyor ki: "Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki, bu dil şuurla işlensin." O hâlde ana dilimizi, kural ve kuramlarıyla, çok iyi öğrenmeliyiz. Çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilmemiz içinse en az bir yabancı dili iyi düzeyde bilmemiz gerekir. Zamanımızı ve enerjimizi asla boşa harcamamalıyız. Biliyorsan konuş, aksi hâlde sus; Küsme talihine olsa da makûs... Dinle, anla, öğren; güçlensin zihnin; Göster iradeni, yok olsun cehlin... ‘2006’ Atatürk’ün yüce ulusumuza emanet ettiği Cumhuriyeti korumakla görevlendirdiği Türk gençliğini eğitmek kutsal, onurlu ve görkemli bir misyondur. Âli Devletimiz öğretmenlerimizi madden ve mânen güçlü kılmaya dâim muktedirdir. ÖĞRETMENİMİZE SAHİP ÇIKALIM: Gün geçmiyor ki yazılı ve görsel basında Türk öğretmenini rencide edici, itibarını ve kendisine duyulan güveni zedeleyici muhtelif komplo ve saldırı haberleri yayımlanmasın... Hemen hepsinde de öğrencilerin ‘piyon’ olarak kullanılmakta olduğu ve âdeta önceden yazılan ve çizilen birbirine benzeyen senaryoların sahnelendiği gözlemlenmektedir. Türkiye genelinde cereyan etmekte olan olayları ‘münferit olaylar’ olarak değerlendirmek hem büyük bir yanlış, hem de abesle iştigal olur. Olayların derinlemesine tahlil edilmesi ile bir ortak paydada buluşulması kuvvetle muhtemeldir. Kendilerine duyulan saygı, güven ve sevgiyi yok etmeyi amaçlayan menfur saldırıların şimdiki hedefi güçlü ‘eğitim ordumuz’ olup, sorunu Devlet politikası olarak ele almak ve radikal çözümlemeler getirmek mutlak elzemdir. Millî, mânevî ve etik değerlerimiz bağlamında şanlı tarihimize, bayrağımıza, marşımıza, harsımıza, dilimize, inancımıza, aile yapımıza, devlet adamlarımıza, güvenlik güçlerimize ve el’ân ‘eğitim ordumuza’ menfur saldırılar her fırsatta sergilenmektedir. Necip milletimiz ve âlî Devletimiz iç ve dış şer odaklarının kökünü kazımaya elbet muktedir olup, bunun için hiçbir fedakârlıktan ve feragatten asla imtina etmez. Ne mutlu Türküm diyene! Seçil KARAGÖZ Üniv.'Yab.Dil' E. Öğ Grv. Türkiye Kuvayı Milliye Mücahitler Cemiyeti Yazarı

Fıratın-Hüznü


22.04.2007 / 10:54
Yorulmasın elleriniz. Kaleminize bu kadar güzellik nasıl ilişebiliyor, Hocam. Parsaları parsellenmiş bir ülkede daha da derinleşti yalnızlığımız. Tröstler, holdingler ve giderek eriyen devlet yapısı. Şair ne bilir Hocam. Bir dünya bilirdim, ondan da feragat ettim. Birileri bizi bu topraklardan kazıyor Hocam.

usagi


22.04.2007 / 17:10
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum sevgili öğretmenimiz.Yazdıklarım yazdıklarınız yanında sönük kalıyor.Şiir ve makalelerinizi çok beğeniyorum.Severek okuyorum.Herşey için teşekkür ederim.Sizin sayenizde,bütün öğretmenlerin sayesinde ayakta bu gençlik.Ve öyle kalmaya devam edecek...Sonsuza kadar...
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Marslı
  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir