Şiir Defteri

İRAN SİNEMASINA KURBAN OLUN SİZ

Yazan: Birturkbilgesi
24.07.2017 / 00:18
891 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Sanat; sanat için herşeyi yaparım, denilen yerde biter, yok olur. Çünkü bence sanat; ne herşeyi yapmakdır ne de sanat için herşeyi yapmaktır. Herşeyi yapabilen bir kişi ne denli insanlıkdışı ise sanat için herşeyi yapabilen bir sanatçı da öyledir bence. İnsanın sınırları gibi sanatın ve sanatçının da sınırları olmalıdır. Benim sanat felsefem budur. Sanat ve sanatçı; sahibim ne ister ise onu yaparım, diyen ve horoz döğüşlerine götürülen bir horoz gibi olmamalıdır. Gerçekte bence gerçek sanat; sanat için herşeyi yapmamak sanatıdır ve insanca, bilimsel, ahlaklı, onurlu, adaletli bir dünya ve insanlık için herşeyi yapma sanatıdır ve isteğidir, yönelimidir, yaratımıdır. Bakın; döğüş horozu bile sahibinin her istediğini yapamaz; örneğin, sahibi, kitap oku ve bana anlat dese, yapamaz. Sanat; var olanı göstermek değil, olmayanı yaratmaktır, bence bir açıdan. Yani çıplak bedenleri göstermek, cinsel organları göstermek sanat değildir bu açıdan. Olmayanı yaratmak da ilkelliği değil insancalığı, insanca olanı, nitel olanı yaratmak koşulunu içerir. Sanat için herşeyi yaparım, diyen sanatçı ne yapar? Olsa olsa çıplaklığını gösterir, böyle diyen sanatçıların hep yaptıkları gibi genelde. Peki; sanat için herşeyi yaparım, diyen bir sanatçı; faşist, boşinanççı, bilimsellik düşmanı bir hükümete ya da devlete karşı savaşır mı? Haydi, sanat için ise, asıl bunu yapsın. İran filmleri... Açıksaçıklık, içki, ahlaksızlık içermeyen; bunları baştacı, örnek yapmayan; insanlık, ahlak, onur üstüne kurulu filmler bence; izlediklerim kadarı ile. Yani izlediğim kadarı ile; örnek sinema sanatı, örnek sanat. İzlediğim ikisi: Cennetin çocukları, Cennetin rengi. Öyle ki tekrar tekrar izledim duygulanarak. Gerçek insanlar, gerçek filmler. Filmlerde teşhir, şiddet gibi şeyler değil ruh var. Yalın, içten, özlü, duygu yüklü filmler. İnsanlara felsefe, ahlak, onur, içtenlik, doğruluk, insanlık aşılamaya yönelik filmler. Filmlerde onun bunun çıplaklığı, cinsel organları, küfürler, kötü örnek olmaklar, yozluklar yok. Onca yüksek, ileri teknolojisine ve sermayesine karşın Abd filmleri, İran filmlerinin yanında psikopat, sosyopat, yozluk, iğrençlik, insanlık dışılık filmleri. Abd filmleri insanlara psikopat, sosyopat, ahlaksız, nicel, tikel, yoz, mafyavari, iki yüzlü, robot, yaratık, vahşi, kötü alışkanlı olmayı öğretirler iken İran filmleri insanlara ahlakı, onuru, vicdanı, sevgiyi, insan olmayı, toplumsal olmayı, nitel olmayı öğretiyor. İran filmlerini izler iken sanırsınız ki Türk, Türkiye filmleri izliyorsunuz, kendinizi izliyorsunuz. Bence gerçek sinema sanatı ve gerçek sanatçı ülkesi İran. Bu durumda anlaşılan o ki bir ülkede demokrasi denilen yozluk geliştikçe önce sinema sanatı ve sanatçı bozuluyor, yozlaşıyor, çürüyor. Ben Türkiye'deki sinemacıların ve sanatçıların, İran sinema sanatından ve sanatçılarından örnek almalarını öneririm. Onlar ne Türkiye'nin ne de Batının başaramadığını başarıyorlar. Hint sineması bile İran sinemasının yanında; içerik, konu, amaç, duygu, nitelik olarak solda sıfır kalır. İran filmleri tekrar tekrar, sakince, bıkmadan usanmadan, ruhu doyurarak izlenebilecek filmler bence. Çünkü aynı zamanda biliyorum ki İran sanatçıları; filmlerde iyi, ahlaklı, onurlu insanı oynayıp sonra da barlarda, pavyonlarda, meyhaneler, kumarhaneler, plajlarda pineklemezler. Bunu bilmek de bana büyük bir huzur veriyor. Yani sinema sanatında asıl sanat; kamera önünde değil hayatın içinde başlar. Sanat deyince herşeyi yapmak anlayan sanatçı sanatçı; sanat da sanat değildir. İşte hem Türkiye sinemasının hem de Batı sinemasının anlayamadığı temel nokta bu. Gerçek toplum içinde ya da kamera önünde soyunuyor isen sanatçı değilsin; işte benim bildiğim bu. Sanat soydurmak değil giydirmektir; herşeyden önce ruhu giydirmek. Ruhun giyinik olup olmadığı da bedenden anlaşılır. İran sinemasını; sinema sanatı adına, sanat adına, insanlık adına, felsefe adına, bilim adına kutlarım. Batı'ya karşıt yola devam İran sineması. Bu açıdan İran sineması gerçekte devrimci bir sinemadır da. İran filmlerini izler iken aldığım ruhsal, duygusal, insanca keyfi, insanca mutluluğu; başka ülkelerin filmlerini izlerken almadım. Bence dünya sinemasının merkezi İran'dır. Türkiye ve Abd filmlerinde psikopat, sosyopat, silah, içki, meyhane, pavyon, şiddet, psikopatlık, sosyopatlık, magandalık, mafya, fahişe, eşcinsel, fuhuş, zina, çıplak, ahlaksız izlemekten bıkdım. İran sinemasına bir ödül de benden. Necdet Gürçiftçi 14-Ağustos-2012 tarihinde internette yayınlandı.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir