Zira ben
Yaşayamam, yalnızca yazarım.
Dağların kuytularında saklanan inlerdedir sahifelerim.
İşlerim nakışı ara'nın sınırlarına
Elimde iğne olmadan, yalnızca inlerde bulduğum çakıl taşlarıyla
Ruhumdan geçenleri sahifelere nakşederim.
Seslenemem, izlerim.
İki kumrunun harikulade menuetini,
Ne yazık ki yalnızca birinin senfonisini duyarım
Ve de bir nilüferin sükunetini göl kenarında.
Söyle bakalım koca dağ,
Sen bulabilir misin beni?
Zannetmem, en kuytularında saklanan inlerindedir sahifelerim
Senden bile gizlenirim.
Yanıma kumruları aldım beraber ininde ağıt yakarız şimdi
Sonra sükûnete yeniliriz ve birimiz
Sol anahtarının pervasızca attığı kahkahadan bahseder, ya da neden Bach'ın o eserinde kendimizi bulamayışımızdan
Sahi sen bulabilir misin bizi?
Sırlarını paylaştım o üstten baktığın Göl Hanım'la
Sahi sen duyabilir misin bizi?
Duysan dahi
Kırılmazsın zannımca, sen asil birisin
Ve de heybetli
Sana yakışmaz kızgın bakışlar,
Çatırdayan taşların ve heyelanlar.
Affetmek erdemindir, ben inandım.
Bir söz ver ve kumrulardan birini kov diyarından
Bir nilüferi kirlet ve beni kabul et.
Buna değecek inan, çünkü ben uğruna çokça yeminler ettim,
Çakıl taşlarınla diktiğim çok şafağı söktüm.
Hatırladın mı?
Ben senin ininde sabahlayan o gölge kızım.
Şimdi, yalnız senin için
Od zerrelerini suya adadım ve bir dua mırıldandım.
Bir nefes aldım, bir nefesi bıraktım
Bir köprüyü yıktım ve bir ipe düğüm attım.
Adımlarım ağlarken şimdi yanıbaşında
Ben bilirim ki;
Yaşayamam, yalnızca yazarım.
#Enderez