Bugün ellerim zincirlenmiş
Gözlerime mil çekilmiş gibi
Yabancıyım dokunduklarıma
Göremiyorum hiçbir şeyi
Tiz bir mağaradayım sanki
Sayfalarından okumaya çalışıyorum heryeri
Fakat
Ey gençliğimin ilk satırları
Dilin yabancı geliyor bana
Benim ufkum karanlık
Ben cahiliyim her şeyin
Sen anlatacaktın bana heryeri
Lakin
Ey gençliğimin büluğsu
Dilin yabancı senin
Acıları sanki yalnız sen çekiyorsun
Yalnız sen kavruluyorsun deli gibi tutuşmuş ateşte
Yalnız sen küf kokuyorsun sanki
Açlık yalnızca sende var
Hangi otu görsen onu yiyorsun
Ömrünü bir tutam ota takas ediyorsun
Zehrini içine ilmek ilmek dokuyorsun sonra
Sonra yok ediyorsun yüreğindeki nilüfer kokusunu
Sonra çeviriyorsun bir sağa bir sola gözlerini
Atıyorsun anlamsız bakışlarını gözlerinin hedefine
Ve topluyorsun rüzgarda uçuşan saçlarını
Yürüyorsun cevval erler gibi
Ancak
Ey gençliğimin ilkbaharı
Bir tutam ota aciz düşüyorsun
O yıkılmaz sandığın naçiz bedenin
Bir tutam ota malup olmuş
Sen hala fehmedememişsin
Benim ellerim zincirlenmiş
Benim gözlerim bağlanmış
Görebiliyorum
Ey aklımın divane aşığı
Karanlığın ne kadar berrak olduğunu görebiliyorum
Buradan
Karanlığın ne kadar zararsız olduğunu görebiliyorum
Ey gençliğim
Ben kendimi sana bırakıyorum
Ama
Zararın en tehlikelisi sensin
Seni anlamlandıramıyorum