Şiir Defteri

Alaycı/Kuş (Hezeyan)

Yazan: Alaycıkuş
24.04.2017 / 05:04
764 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Kafamın tahtaları gıcırdıyor gıcırdıyor / gıcırdıyor / gıcırdıyor ama ölmüyorum şeytan papucu bu, hayır değil ışıkları sönük yanılgı evet bu, bu işte bu yürüyen sensin sensin, sensin, sensin çekiver burcumun yularından / kendine çek onu yürüyen sensin diyorum duvarlarımla dialog kuramayan hınzır Sonsuza dek kal durduğun yerde, sonsuza dek her an delirmen mümkün, her an kaçman korkaklık çabanla hareket ediyor iskemle, çabanla kırılıyor ufalıyor, toz oluyor intihar haplarım başıboş hareket ediyor iskemle çabanla eriyor kalbur kemiğim artık ondan hiç bir beklentim yok İçi dolu bir otobüs gibi şarampole yuvarlansam bütün zararlarımı ağzımın içine pisleyen haşareler öder mi..? tüylü dudaklar unutmuştur, anahtar çevirmeyi şüphesiz unutmuştur / tırnaklarını yiyen farenin gözüne kaçan leblebi tozunu bak, sinirim kek pişiriyor burnun çok güzel sevgilim Sonsuza dek kal durduğun yerde / sonsuza dek gidişin engel olur soluk almama dudakların sevgilim dudakların sahipsiz kalmış bir element yorumsuz bırakabilirim kıvamsız köpürüşünü Ey benim fikrimin ince gülü / ruhumun hakiki silueti başlıyor seninle açılıp, seninle kapanan hasta dudaklarım hazır mısın..? söndürme sakın ola ateşi, gücenmesin çekiciliği ister beni dinle, can ver ruhumun tadilatına istersen ters çevir / diz çökmeyi öğrensin kafiyelerim Ey benim başımın yalancı rüzgarı / cılız karanlığımın kutsal kahramanı ben seninle bir elmanın çürük yarısıydım / tek başına içi gıcıklanan ayakları kırılmış yeraltı sokaklarının dişleri dökülürken bütün sözlerini bir deftere yazıp, geçmişin kalçasını gömdüm toprağa ışıklar söndü sersem kafa / ışıklar söndü otantik gülücüklerimi saldığım pencereden dışarıda seni bir ahtapotla öpüşürken gördü / zürafanın gözleri Her zaman her yerde hep doğru olduğuna inandığımız, kalıplaşmış yanlışlarla hiç beklemeksizin yürüdü inat / ağzım sıkıntıda iken, kalbini bir cemre ısırdı tutmayı düşündüm / yükselen müziğin güzel günlerini anımsatan kimyager rüzgarını baktım cesaret edemiyorum / oturup bir güzel tek başıma yedim telef olmuş, asosyal karıncalarımızı Biz üç kişiydik sevgilim domuzların açıkta kalmış yuvarlak poposunu saymazsam üç kişi / üç kişiydik diyorum / koşma tavan aramda laf söz dinle üç kişiydik dedim bak, sen / ben / ve lades kemiğimiz bizimle birlikte gülerdi kerata, bizimle ağlar, bizimle oynardı saklambaç oyunu dışarda kalmak istemezdi yıllardır yürüyorum o olmadan / yıllardır uzuvlarımı çekmeceye atarak yürüyorum yıllardır depresyonun kapısının önünden geçiyorum gözlerimdeki tuzun gerginliği korkutuyor dudaklarımı içimi kemiren kurt / çıkmaz yolumun aşağılık duygusu ve hatalı adımlar boy gösteren sivrisinekler kaç kere uyandırdım tanrının mozaik kızgınlığını / kaç kere hazırladım güzellik maskesini sayısını unuttum Ağzımın içine tükürüyor hayat / tükürdükçe yutuyorum acısını zaten doğal olan da bu değil mi / kibrit çöpünden korkan orman kanunu karalama bir ağzın suskunluğu ve önünde yıkılmaz tabu suskunluğun dişlerine tel taktıran / gözlerinden öptüğüm aforizmam şimdi nerdesin kaybettim ben / kaybetti ufku dar gözlerim yürü be..! gıcırdasın tahtalarım yürü arsız arkeolog davullar yan yana geldi / karpuzlar çekirdeklerini kurutmaya pek bir heyecanlı tüm kuyular, tanrı misafirlerinin gözleri önünde alçaklıktan kuruyup ölebilir bence bir sakıncası yok yani Ey benim yaralı düşüm / sakın ola adımı almadan gitme ya da dur, baş parmağımla serçe parmağım arasında barikatını kursun yalnızlığım önce / bu şehrin sürekli kestirdiği saçları arasında bitlerle tokalaşmak kalabalık göbek çukuruna çengelli iğneler atmak git gide yoruyor beni dev gibi taş binalar tutturduğum yerinden başarısız çıkıyor, çengelli iğneler papuçlarını boyadığım aşkın / mikrobunu seviyorum uzaktan hayır, hayır / koşulsuz seviyorum an çalmadan seviyorum maymun kardeşlerimizin sureti üstüne yemin edebilirim Ah hayat dik durursan ünlem işaretleri içip içip sarhoş olur aşk teslim olmaz / paslı demirlere aşk olsun sana aşk / aşk olsun iyi uykular sana ve hepsi bu kadar değil Su içerken öptüm karıncayı / su içerken öptüğüm dudaklara çekilmiş çift dikişler kanadı dudakların tutturmuş gidiyor / dudaktan dudaga alaylı götür beni gittiğin yere / dilinin üstünde yatıyor kalbim hey gidi cemaatsiz makber pozisyon değiştirmeden yatıyorsun / yüzünde imdat koynunda ise omurgası kırılmış kimlik küfrediyor fısıltıyla / bu nasıl kıvraklık be çıngıraklı Gittin ergenliğine kalbinde bir pencere açtırmadan gittin oysa ki göz bebeğini kucağıma alıp geceden başlayacaktım saray kapısına doğru koşmaya / geceden başlayacaktım göz bebeklerinin lisanını tercüme etmeye gökyüzünün soytarıları / uyuşturucu etkisinden çıkmadan sabaha karşı kıracaktım saray kapısının hak ettiği düşkün rekorunu Gittin bir aralık bırakmadan varoşlara karıştın yeryüzü ters döndü içimde / gittin diyorum ebabiller varsayımlarla akraba çıktı / gittin git gide soğudu anılar / dönüp ardına bakmadı gereksiz tutumlar sergileyen martılar yıkanmadan yaklaştığın zayıf ihtimaller öldü Bir karar verdim / ellerimin yüksek zekasını geceye ihbar edeceğim ve bir daha kaldırmayacağım yere düşüp kırılan köprüleri parça parça yerine yapıştırmayacağım geri dur kalbim ateş edebilir / dakikası kırka inmiyor devrilsin hayat / perdeler yaşlanmadan Sevmiştim seni / Allah canımı alsın ki sevmiştim iki gözümün yağı ayaklarının önüne akıp / adımlarını kessin ki sevmiştim bu benim işte / benim işte sesini yükseğe çıkartan yılanlar cibindirik kullanmazlar kaç kere dedim yılanlar aynı yatakta yatmazlar sevgilim Ölürsem / buna en çok sevinen içindeki kötü çocuk olacak ve ben ona bir şiir yazamadığım için tüm şiirlerimi hücrelerime kapatıp / yangın çıkarabilirim sabah akşam karnını doyurduğum sendromlarımın karnını tekmeleyip bıyıkları terlemiş bir uçurumdan aşağı atabilirim uçurumların bacakları yoktur sarılıp ağlayacak Tanrım ey ölümsüz ihtiyar / bırak kendini aşağıya bırak ki nutkum tutulsun ya kendini aşağıya düşür / ya da ruhumun sırtına saplanan baltanın sapından tutarak yukarı çek beni tanrım / bir günah işlemek üzereyim sen aklıma mukayyet ol / insanların arasından bir çırpıda geçiyor hezeyanım yüzünde ölü makyajı başı koltuk altında (...) Alaycıkuş
Düzenleme: 03.08.2017 / 01:03
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir