Şiir Defteri

Alaycı/Kuş (Bir Varmış İki Yokmuş Alaka)

Yazan: Alaycıkuş
12.04.2017 / 03:42
833 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
küçükken küçük olduğumuzu kanıtlayana kadar susardık sesimizi işitemeyenlerin çalışkan kulaklarına küçükken uzaklara gönderdiğimiz gözlerimiz vardı kendine has hiddetle ayakta duran kara parçalarına annemin serip kaldırdığı yeryatağımda yapışık ikizler çantamda dış dünyayı görmek isteyen kocaman gözlü bez bebek yakamda pişmiş kan lekeleri kıçını başını sallaya sallaya omuz çukuruma düşen uçaklar dinlediğimiz radyo oyunlarında düşünmeden umut besleyen hafıza taşlayan ve korkudan kaçıp giden aşçı kalpler akşam saatinde yürüyüşe çıkan kaliteli maskeler sokaklarda oynayan ninja çocuklar / hayalet avcıları yaz kış görmeye alıştıklarımızla güncel hayatlar herşey iç içe / soluk soluğa / ölüsü dirisiyle ayakta durmaya çalışan kafatasları arada bir karşı komşumuz oturmaya gelirdi aklındaki yemek tarifleriyle dedikodu başladığında ağzını rivayete göre sözüyle açar devingen bitirirdi tesirli dumanını çünkü kocası rahvan eve çağırırdı zaman geçtikçe nüfus da arttı kocaman bebekler geldi dünyaya bacakları tir tir titreyen komik fıkralar okudum saçları yeni kesilmiş enselerden makyajsız gezmeye çıkardı yan yana sıralanmış kediler gözkapaklarına inerdi yukarı mahallenin delikanlıları akşamın dudaklarında taze demlenmiş çay tadı gecenin üstünü kapatmadan önce uykusuzluktan baygınlık geçiren kısa diyaloglar kolay anlaşılır bir cefası vardı insanlığın harca harca bitmez annemle babamın arasında tüm duyguları altüst eden saltanat bir çesit lastikle don meselesi gibiydi evlilikleri göz göze gelemeyen müstehzi bakışlar misafir geldiğinde mahsuscuktan sahnelen evcilik oyunu ve nihayetinde birbirlerine yeniden aşık olmaları yo yo iyi rol keserlerdi namus timsali çenelere beton yüzlüydü babam hiç güldürmezdi çekik gözlerini ağzının içinde küfür lokantası bir girip baksa düşüp bayılabilirdi sağlık bakanı lokma lokma yedirirdi anneme köpüklü köpüklü döverdi ilelebet elleri yağmuru yalaya yalaya kaçardık iki üç sokak ötesine gitse ya derdim gitse ya olmaz mı nasılsa bir gidip gelmiyor mu gitse ya yeniden açılsa denizlere açılsa da bir daha dönmese kırmasa olmaz mı buzdağı annemin kalbini küçük olmak kadar ayıp birşey yoktu küçük olmak kadar acı sürekli kıçına tekme atılan bir maymunun arada derede kalıp ölüp ölüp dirilmesi küçük olmak kadar zor üstüne toprak atmak şehirden şehre başka şehir aramak lanet olası kaderin yönünü değiştirmek gözlerini aç balta ben bir kavak ağacıyım şimdi bir dilek tut ve buruk bir hüzünle ayrıl benden hem de hemen şimdi ardına bakmadan ben görüyorum herkesi senin yerine şimdi herkes kim kime / dum duma kafamın içinden geçen yel ile yüzleşmeye cesaret edemiyorum susturdum çalar saatini gölgelerin gönlünü hoş tutmak kültürsüzlüktür Alaycıkuş
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir