Şiir Defteri

Cumhuriyetin Hikayesinden Kesitler

Yazan: Kızılırmak
06.02.2017 / 20:29
1189 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Fücur bir fecir vakti başladı, Ve akşam alacasına değin devam etti ve edecek, Cumhuriyet nasıl yok edilir, seyredelim der gibi uyandık bir tan ağarmasında ve izledik bir vakit, İzlemekteyiz de bir vakittir olan biteni... Fücurun başı yezitlerden biriydi, Ve yezitler kadar kötü niyetli ve çıkar peşindeydi, Ve daha o yezitten de önce başlattılar, Milletin aydınlığını kesmeye, Aydınlıktı milletin aydınları, İlk onların başı kesilmeye başlandı, Birinin patladı bir sabah vakti arabası, Bir sabah vakti düşürüldü birisinin uçağı, Bir sabah vakti ölü bulundu biri, Ve daha niceleri,bir sabah vakti,öğleyin,akşamüstü,alacakaranlık,gece vakti ve şafakta ve fecir vakitleri öldürüldüler ve onlar öldükçe aydınlığı kestiler, Millet fakir ve yorgundu yine bir vakittir, Sus payı verir gibi milletin parasını millete verdiler... Ve gerinerek yaslandılar efendiler milletin koltuklarına,lütuf ettiler(!) bir vakit daha milletin parasını millete daha çok vereceklerini vaad ettiler, Bu efendiler fücura yol açtılar,çünkü fücurun kendisiydiler, Ve bizim yezit de büyüdü ve pek bir öğrendi gerinerek oturmayı milletin koltuklarına,efendilerin arasında, Doyumsuzdu da yezitler gibi, Saldırdı her şeye bir vakit, Ertesi gün, Her şeyin şehvetli savunucusu... Öteki gün Yine bir hayli azgın, saldıracak... Mağara ayıları ile anlaştı ve onlarla beğirdi, Güneşin altında yürüyen askerleri sildi ve fücuru soktular Türk ordusuna... İhanetleri pek çoktu ve bir vakittir de birbilerine ihanet ettiler. Yezit tek değildi ama tek olmak istiyordu ve savaş açtı selefine, Düne kadar sarmaş dolaş,aşık maşuk ve pek bir içli dışlı olan hocaefendi yezidi ile bizim yezit, Düştüler birbilerine,milletin koltuğunda oturma sevdasına ve iktidar hırsına... İkisi de aynı tonda siyah,boyadılar birer yandan milletin çocuklarını, Evlerinde abileriyle ve mızraklı ilmihalle ve bir delini fücurlarıyla, Bir de öteki delileri var tarihi üstadı azamlarıyla,fes takan, İşte böyleydi bu mahluklar, Güneşli ülkemin gölgelerindeki mahluklar, Onların damarlarında kan yerine kin akar, Soğuktur düşünceleri,insanlık suçu, Rüya görmez, kabustur uykuları, Karanlıktır göğüslerinde,kalp diye moloz taşırlar... *** Fecirden de önce var olan güneşin altında yürüyen askerler vardı ve hala da varlar. Güneşin altında yürüyen askerler, Sarp dağ kayalıkları arasında yürürler, Güneşin altında onlar birer birer gider, Arkasındakine güvenerek, Ve önündekini kollayarak, Güneşin altında onlar, Her biri birer aslan gibiler, Al bir sancak taşırlar yüreklerinde, Yüreklerinde çok şey ifade eder, Güneşin altında sadece onun sesini dinlerler, Güneşin altında yürüdükleri dağlar, Kışı sert,yazı çetindir... Ve kanla sulanmış Anadolu toprağının sert kayalıklarla birleştiği ve uçurumlara dönüştüğü çıplak tepeler, Ve mağaralarında bir zamanlar bizden görünen ve aynı suyu içmiş,yüreğinde al sancak olmadan,pusu kuran kahpeler. Ve güneşin altında yürüyenler,acımaktadır onların hallerine, Ne yazık ki bir gün ölecekler ve korkarlar ölmekten,bir mağara ayısı gibi de beğirirler, Güneşin altında yürüyenler bilirler bunu ve acımaktadırlar onların hallerine, Bugün evveliyatını saymak isek 40 seneyi aşar bu ziyan, Düşman bile değil namert,kuvva sanır kendini fakat bilmez ki, Bitmez bizde güneşin altında yürüyen kuvvadlar... Güneşin altındaki yürüyen askerlerin aileleri var, Onları yetiştiren ve onların yetişdirdikleri... Ve her şeye rağmen,yezitlere rağmen,en çok da bizimkisine rağmen, Var oldular ve olacaklar, Karşı durdular ve duracaklar, Kan döktüler ve ne yazık ki daha da dökecekler ve evlatlarını toprağa verecekler, Evlatları güneşin altında yürürken ölecekler, Şehitler oldu ve olacak bu vatanda yine, Her gün bir şehit,üç şehit... Bugün yoksa elbet yarın olur altı şehit. Sabah şehit,öğle şehit,akşam şehit... Günde üç öğün demiş galiba doktor,doktorda şehit. Millet alışmış her öğün bir şehit, Biz doyduk onlar hala aç her gün şehit, Güneşin altında yürüyen insanlar şehit olacak ve karşı duracak bu zulme, Mahkemeler kurulacak yine bir gün, Ve adı İstiklal olacak elbet, Ve hayır diye haykıracak millet, Yezitlere rağmen haykırarak güneşin altında yürümeye devam edecek...
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir