Şiir Defteri

KUŞ DİLİ, KUŞ DİLİ CUMHURİYETİ VE EVRİM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.01.2018 / 04:39
1202 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Dili ve toprağı olmak, her şey demek değildir; tıpkı, beyin olmadan da yaşanabileceği gibi. Yani bedeni olmak, her şey olmak demek değildir. Atatürk'ü; öğrencilere yeni Türk harflerini öğretirken gösteren fotoğrafa bakarsanız, kara tahtanın sol yanında W harfini görürsünüz; bazı baskılarında, belki göze batmasın diye budansa da. Atatürk; Türkçe'de olmayan bir harfi öğretiyor olamaz değil mi, o sırada? Anladığım o ki belki de Atatürk; Eski Türkler'de de var olan q, w, x harflerini Türkçe'ye katıp katamayacağını sınıyordu. Ve bu konuyu arkadaşlarıyla tartıştığı da anlatılmaktadır. Gerçekte bu üç harf genetiktir, her toplumda olması doğal ki öyle ya da böyle vardır da yani evrensel ve ilkeldir. Kedigillerden her hayvanın çıkarabildiği seslerdendir.Toplumları çağdaş, uygar yapan harflerden değillerdir. Belki dünya bu yüzden hala çağdaş ve uygar değildir. Vahşi seslerdendir. Daha çok şiddet içeren sözcükler için kullanılır: Box(Boks); war(savaş), sex, wow , gibi. Bu nedenle Afrika'da da yaygındırlar. İnsan ruhuna kötü etki yaparlar, bu nedenle Türkçe'ye alınmamalıdırlar.. Türk Ulusu; Osmanlıca'yı bıraktı, yeni bir dile geçti diye halk, ulus, ülke olmakdan çıkar mı? Çıkmaz. Kendi dili yok diye Türk Ulusu; halk, ulus, devlet, ülke olamaz mı? Olur. Aynı bunun gibi de dili olan her topluluk; halk, ulus, ülke, devlet, yurt olamaz. Q, w, x harfleri Türk'lerin de ilk harflerindendir, bilenler bilir. Orta Asya'daki ilk Türk devletlerinde de bu harfler vardı. Ama büyük olasılıkla onlara da Çin'ceden geçti. Çünkü Çin'cede bu harfler hala vardır. Eğer bu harfler; Kürtçe'de varsa; ortada iki olasılık vardır: Kürtler ya Türk kökenlidir ya da Çin. İkisi de değilse yapay yaratılmış bir topluluktur ya da Afrika'dan doğrudan gelmişlerdir çünkü Afrika'da da bu harfleri kullanan diller var.Ama yazının icadı M.Ö. 3.000-4.000arasında Mısır'da olduğu için ve Hiyeroglif yazısında q-w-x olarak Latin Harfleri'ne çevrilmiş hiyeroglif harflerin söyleniş olarak q-w-x harflerine benziyor olsalar da görünüş olarak hiç benzememeleri nedeniyle anlaşılan o ki Latince biçimleriyle bu harfler büyük olasılıkla, sonradan Hristiyan misyonerlerce Afrika'ya sokulmuşlardır. Kürt'ler ya Türk ya Çin ya da aşağı yönden gelmiş olan bir Afrika kökenli kavimdir. Türk ya da Çin kökenliyseler de sonuçda Afrika kökenlidirler çünkü kıtalar bir zamanlar Afrika merkezli bir daire olarak bitişiktiler. Sonra üçe ayrıldı tek ve dev dünya kıtası. Yani tüm kıtalar gerçekde Afrika kıtasıdır. Ama bence kıtalar genel olarak iki tanedir, ''eğer bölmek gerekirse'' ; Amerika kıtası ve Afrika-Asya kıtası. Avrupa kıtası da Asya kıtasına aittir; Avrupa ve Asya kıtaları tek bir kıtadır. Ama gerçekde bence dünya tek bir kıtadır; bölmek keyfi bir yaklaşımdır. Bu durumda, bu kıtasal ayrılmadan çok sonraları ilk insanlar ortaya çıktıklarından, bu durumda doğal ki dünyada ilk insan türü; üç kıtada birden ve ayrı ayrı ortaya çıkmıştır: doğu Afrika ilk insanı, doğu Asya ilk insanı ve Güney Amerika'nın doğusu ilk insanı. Eğer ki Afrika ve Asya kıtası; ilk insanların ortaya çıkışından sonra ayrılmışsa, bu durumda Türkler, Çinliler, Japonlar ve Ruslar Afrika'da da komşuydular demektir ama düşman-komşu da olabilirler doğal ki. Orta Asya'dan, Anadolu topraklarına göç eden Türkler'in yerleştikleri yerlerden biri de Doğu ve Güney Doğu Anadolu'dur. Çünkü Türkler hayvancılıkla uğraştıkları için dağlık, yaylalık yerlere göç ettiler; ovalardan ve deniz kıyılarından uzak durdular. Yani Türkiyenin doğusu; Orta Asya'dan gelen Türk göçlerinden bağımsız, ayrı, uzak değildir. Doğu Anadolu'da ve Güneydoğu Anadolu'da soyadları Türkçe olanlar Türk kökenlidir. Mısır Hiyeroglif yazısı M.Ö. 3.000-4.000 yıllarına aitken Çin'de ilk yazı M.Ö. 6.000 yılına aittir. Yani Çin'de yazı, Mısır'dan çok önceleri vardı. Türklerin tarih sahnesine çıkışları ise M.Ö. 2.000 yılı falandır. Bu durumda, Çin dolaylarında da Afrika'dan ayrı, bağımsız bir ilk insan türü ortaya çıkmış olması doğaldır. Özellikle Güney Asya taraflarında günümüzde bile kuyruklu bebeklerin doğuyor olması buna kanıttır. Avrupalı'ların beyaz ırk olmasına karşın bembeyaz karların içinde yılın on iki ayı yaşayan eskimoların beyaz olmaması beyaz ırkın, coğrafik değil genetik olduğunu göstermektedir; dolayısıyla Zenci ırkı da coğrafik değil genetiktir; yani Afrika insanları güneşin altında yana yana siyahlaşmamışlardır; maymundan türedikleri için siyahtırlar; yani Darwin doğru söylüyor; her insan maymundan türemiştir daha doğrusu, bir maymun türünün ta kendisidir; o yüzden öteki maymunlardan insan olmuyor günümüzde çünkü zaten insanın kendisi maymundur; yani dünyada gerçekde ''İnsan'' diye bağımsız, ayrı bir canlı türü yok. Güney Asya ülkelerinde günümüzde bile doğmakda olan kuyruklu bebek örnekleri bunun başka bir kanıtıdır. İnsanların ya da toplulukların bir dil konuşuyor olmaları onlara her hakkı verebilirse de devlet, ülke, ulus olma hakkı vermez. Dünyada, ?'Kuş Dili'' konuşan çok insan hatta topluluklar var; kuş dili, her ülkede var. Kuş Dili'ni yani Kuşça'yı, kuşlar mı konuşur? Hayır; Kuş Dili yani Kuşça konuşmak, bu dili konuşan insanları ?'Kuş'' ve ?'Kuş Halkı'' yapmaz ve onlara da ?'Kuşistan'' ya da bir ?'Kuş Devleti?' kurmak hakkı vermez. İnsanlar ve topluluklar Mors Alfabesi ile de konuşabilirler, yazabilirler ama bu onlara ?'Morsistan'' devleti ya da ?'Mors Devleti'' kurmak hakkı vermez. Görmeyenlerin kullandıkları Braille Alfabesi vardır. Braille Alfabesi, görmeyenleri yaratmamıştır; görmeyenler bu alfabeyi yaratmıştır. Bu alfabeyi kullanmak , onu kullananları, görmeyen yani kör yapmaz. Hiç kimse kuş dili kullanıyor diye kuş, kör alfabesi kullanıyor diye de kör olmaz. Yine Binary Alfabesi vardır, bilgisayar dili yani. Binary Alfabesi ise bilgisayarı yaratmıştır. Yani yaratıcı bir dildir. Oysa kuş dili, kuşları; Körler Alfabesi de körleri yaratmaz. Şimdi Körler Alfabesi'ni kullananlar ?'Biz ayrı bir halkız, ayrı bir devlet istiyoruz.'' diyebilirler mi? Yine Binary Alfabesi kullananlar da kalkıp ?'Biz Binary Alfabesi kullanıyoruz, ayrı bir halkız, ayrı bir devlet istiyoruz.'' diyebilirler mi? Tarihde ?'Çivi Yazısı'' olmasına karşın hiçbir zaman ?'Çivi Halkı'' ve ''Çivi Devleti'' olmamıştır. Yani Kürtçe denilen dili kullanmakla Kürt olunmaz. Kürtçe konuşuluyor diye de halk, ulus, ülke, devlet olunmaz. Toplumbilim de bunların dışında da terimler vardır.Toplumbilim her kitleye halk ya da ulus demez.Yani dünyada Kuş Dili konuşan on bin ya da on milyon kişi örgütlenip silahlanıp ayaklansalar devlet kurmak için ve yirmi yıl da bu uğurda savaşsalar, kan dökseler onlara da yurt, devlet vemek gerekir. Sovyetler Birliği zamanında, Abd'de; Sovyetler Birliği ve komünizm aleyhine ahlaksız haberler, fıkralar ve karikatürler uydurmakla görevli bir birim vardı, Cia'nın içinde. Abd, emperyalizmin siyasi ve silahlı gücüdür; İngiltere ise felsefi gücü. Abd saldırır, yakar, yıkar, bombalar, devirir. İngiltere ise emperyalizmin felsefi, duygusal, toplumsal, insancıli romantik, ideolojik görünümlü tuzaklar hazırlama merkezidir, örneğin; Suudi Arabistan'da ürettiği Vahabilik Dini gibi; dinler üretir. Yeni kuramlar geliştirir; modalar geliştirir, sivil örgütlenme türleri geliştirir, boş inançlar, psikoljik takıntı ve bağımlılıklar geliştirir. Türkiye'de dinsel tv kanallarında yayınlanmakta olan ?'sırlı ?' dizilerin bile başlangıç kaynağı İngiltere'deki ?'Milkway'' yani ?'Samanyolu'' adlı tv kanalıdır. İngilizce'de Samanyolu, süt yolu anlamına gelen ?'Milkway'' dir. İran'daki son olaylarda İngiliz elçilik görevlileri boşuna göz altına alınmadı. ''Ben, Türkiye'nin doğusundaki halka öyle bir dil vereceğim ki devlet kurmak isteyecekler.'' diyen de bir casus olan bir İngiliz lordudur. İngiliz casusu Lawrence'ın Arab'lara ne yaptığı ortadadır. Emperyalizmin kalesi, Abd'dir ama onun da kalesi İngiltere'dir. Abd ve Ab emperyalizmi (emeryalizmi/sömürgeciliği) yapay halk ve yapay devlet yaratma işini çok önceden beri yapmaktadır; Afrika çöllerini cetvelle çize çize onlarca devlet, ülke, halk yarattı. Afrika'da insanları; renk tonlarına göre bile ayırıp ayrı halklar ve devletler yarattı. Birgün de bu emperyalistleri de çizecekler ya haydi hayırlısı. Bugün Türkiye'de, bir şehirde insan, kendi bahçesinin toprağının altındaki suyu bile artezyenle, izinsiz çıkarmak hakkına sahip değil. Bazı Avrupa devletlerinde, evinizin çatısına düşen yağmur sularını bile almak hakkınız yok. Çocuğunuz bile sizin değil oralarda; hemen devlet alıveriyor elinizden. Ya çocuğunuzun fahişe, eşcinsel, psikopat, sosyopat, ahlaksız olarak yaşamasını da kabul edeceksiniz ya da çocuklarınız sizin olmayacak demektir bu. Size hak mı olmuş orada; fuhuşa batmış, uyuşturucuya başlamış çocuğunuza bağırmak çağırmak, bir tokat bile vurmak. Çünkü o tür şeyler bile orada, insanlara hak olarak görülüyor. Bu çok doğaldır çünkü yaşamını; dünyayı sömürmek, savaşa ve kana boğmak üzerine kurmuş Batı Uygarlığı'nın, insanca olmayan değerleri de baş tacı etmemesi düşünülemez. Ve bu insanlık dışı, yoz, ilkel, nicel uygarlık kalkıyor eline dünya haritası ve cetvel alıp, ?'Sen şurada devlet kuracaksın, sen burada devlet kuracaksın.'' diye buyruklar veriyor insanlara, topluluklara ama dünyanın öteki ucundaki sahiplendiği ıssız, küçücük, tanınmayan, bilinmeyen adacıklara bile özgürlüklerini, bağımsızlıklarını vermiyor. İnsanlara, evlerinin çatılarına düşen yağmur suyunu bile vermiyor. İnsanlara, öz çocuklarını bile vermiyor. Geçenlerde; bir Avrupa devletinde mahkeme, bir aileden çocuğu ?'Siz buna kötü davranıyorsunuz.'' diye alıp eşcinsel bir aileye verdiydi! İngiltere, kendinden bir okyanus ötede olan ve Arjantin'in burnunun dibindeki Falkland Adaları'nda hak iddia ediyor ve bunun için de insanları öldürmekden kaçınmıyor. Ama aynı İngiltere gelip Türkiye'ye; şuraları Kürt'lere vereceksin, onlar Kürdistan kuracak, diyor. O Türkiye ki Batı Emperyalizmi'ne kahramanca, onurla bir savaşla kurulmuş. O Türkiye ki İngiltere'yi bile yenerek kurulmuş. Ya kimsin sen ya, elinde buralarda dünya haritası ve cetvelle dolaşıyorsun? O haritayı da cetveli de yedirirler sana burada, hala akıllanmadın mı? Türkiye'de, Kürdistan hayaliyle yanıp tutuşanlar bilmeliler ki böyle aşağılık, insanlık dışı, ahlaksız, onursuz, kişiliksiz, sömürgeci bir emperyalizmin tuzağına düşmektedirler. Diyelim ki Kürdistan kuruldu; emperyalizm sonra da onu dörde, beşe bölecektir. Emperyalizm, yeni bir İsrail yaratma peşindedir. Onurlu, gururlu, kişilikli her insan ve halk; emperyalizmden uzak durur. Yani devlet gibi devlet olmanın ilk koşullarından biri onurdur, dil değil, toprak değil. Çünkü insanca yaşamak için bile önce gerekli olan şey, onurdur; para, mal değil. Emperyalizme karşı büyük bir onur savaşı verip kurulan Türkiye Devleti'ne karşı ve Türkiye Halkı'na, Türk Halkı'na karşı da emperyalizmle, faşizmle iş birliği edip savaş, onurlu bir şey değildir. Bunu ancak kitabında emperyalizm, kapitalizm, faşizm, diyalektik felsefe, ekonomi politik, bilimsellik, evrim kuramı olmayanlar yaparlar. O nedenle kitabında bu kavramlar olmayanların, parti bile kurmalarına izin verilmemelidir, bırakın iktidar olmayı. Yoksa onlar da emperyalizmle birlikte ellerinde dünya haritası ve cetvelle dolaşırlar. Kürtçe'nin en yakın temeli Farsça'dır; yakın temeli ise eski Türk'lerdir; uzak temeli ise Çince'dir. W, x, q harfleri Kürtçe'ye Farsça'dan; Farsça'ya Orta Asya eski Türkçesi'nden;ona da Çince'den geçmiştir. Türkiye'de Kürtçe, Kürdistan hayalleri özellikle İngiltere'nin emperyalist çabalarından başka bir şey değildir. Bence; Kürt'ler, Kürtçe'den önce emperyalizm, faşizm, kapitalizm, diyalektik felsefe, ekonomi politik, bilimsellik ne demek onları öğrenmeliler. Türk Halkı, bunları Türkçe'den önce Osmanlıca'yla öğrendi. İngilizler; ünlü İngiliz kumaşının satışlarını düşürdüğü için ünlü Hint Kumaşı üretilmesin diye Hindistan'daki Hint Kumaşı dokuma ustalarının ellerini kesmişlerdi. Bugün bile Avrupa devletlerinin, bulundukları Afrika , Asya ve Güney Amerika devletlerine baktığınızda, oralarda da kan, vahşet ve savaş ile var olduklarını görürsünüz. Ben; emperyalizmin verdiği bir devletde onursuz ama özgür biri olmaktansa, emperyalizme karşı savaşan bir devletde köle ama onurlu olmayı yeğlerim. Türkiye Devleti'ne, emperyalizmle olunup verilebilecek her zarar, emperyalizme yapılmış büyük bir iyilik, yardım olacaktır. Bunu da benim onurum, kişiliğim, mantığım, bilimselliğim, ruhum, gururum kaldırmaz. Emperyalizmle birlikte olmak; vahşetle, insanlık dışılıkla, mantıksızlıkla birlikte olmak demektir. Emperyalizmle birlikte olmak, bebekleri bile öldürmek demektir. Emperyalizm de, emperyalizmle iş birliği yapmak da insanlık suçudur. Emperyalizm, Irak'ı da cetvelle çizip yaratmıştı; ne oldu sonunda gördünüz. Cetvelle çizilenler, cetvelle giderler. Unutmayın ki Nazi Almanyası da bir devlet, ülke, yurt, halk, toplumdu; var olmak, var olmak hakkı vermez; neden ve niçin varolunduğuna bağlı. Türkiye'deki Sol'cular, devrimciler, komünistler, sosyalistler; kendinizi yalnızca işçi sınıfıyla, emekle, sömürüyle, kapitalizmle, emperyalizmle, devrimle, ateizmle sınırlandırmakla yanlış yapıyorsunuz; yurda da devlete de sahip çıkmalısınız. Yıkamayacağınız şeyi; Atatürk'ün de son ana kadar yaptığı gibi korumalısınız ki yanlış güçler yıkmasın, yoksa birgün, emekçileri değil köleleri kurtarmak zorunda kalabilirsiniz ya da üzerinde barınabileceğiniz bir toprak kalmaz. Atatürkçüler, demokratlar ; kendinizi laiklikle, demokrasiyle sınırlandırmakla yanlış yapıyorsunuz. Altınızdan yurt gittiğinde oyunuza bile itibar edilmeyecektir. Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım, yani onurum, demiş. Vatan sizin nerenizde; ayaklarınızın altında mı, onurunuzda mı? Önce buna karar verin. Emperyalizmle/emeryalizmle, sömürücülerle iş birliği yapmak, onur değildir. Atatürk ve Türk Ulusu olmak kolay mı sanıyorsunuz? Hiroşima'ya, Nagazaki' ye atom bombaları atanlar şimdi size ülke sözü veriyor öyle mi! Yeminle olsun, almam ! Batı bana Nobel verse de almam. Yeşil kart verse de almam. Batı kim ya, beni onurlandıracak? Batı önce kendini onurlandırsın. Evet; q, w, x harfleri Türk ve Çin kökenlidir. Bu harfler Türkçe'ye girerse, Türk ve Çin Harfleri girmiş olacak. Bu durumda, bunu; Atatürk ya da Mhp yapmış olsaydı; ırkçılıkla, şovenlikle, eskiye dönmekle suçlanabilirlerdi ama bunu Türkiye karşıtı güçler isteyince ilericilik, demokratlık oluyor öyle mi? Bu harfleri Türkçe'ye alınca hem Türk olduğunuzu kabul etmiş olacaksınız, Kürt değil de; hem de ülke Kürtlerin de olduğu bir ülkeye değil daha çok Çin'e benzeyecek Wang, Qonkg, İxen yu, v.b. Ayrıca Avrupa dillerine de benzeyecek ve yarın birgün Avrupa emperyalistleri diyecekler ki Türkler dil ve kültür olarak bizim egemenliğimizdedir. Atatürk bilmiyor muydu bu üç harfi de Türkçe'ye katmayı. Ama bu kadarının da artık Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal, bağımsız, özgür, özgün, anti emperyalist varlığıyla bağdaşmayacağını ve Türkiye Devleti'ni küçük düşüreceği için Türkçe'ye koymadı. Gerçekte istediği, hiçbir Latin harfini Türkçe'ye koymamaktı; eski Türk tarihinden harfler elde etmekti. Ama Osmanlı Kültürü'nden ve Osmanlıca'dan bir an önce kurtulup yeni Türkiye'yi yaratmak için buna zorunlu kaldı. Atatürkçüler yapabilseler, Atatürk'ün bu özlemini yerine getirebilselerdi çok iyi olurdu. Atatürk'ün ?' Türk Birliği'nin birgün gerçek olacağına inanıyorum.'' sözü, bu gerçeği dile getirdiği gibi günümüzdeki, Batı tutkunu Atatürk'çülerin de Atatürk'den ne denli uzak olduklarını da göstermektedir. Atatürk, Latin Harfleri'ni Türkçe'ye koyduğunda durum başkaydı; Atatürk yani Türkiye, emperyalizme karşı büyük bir başarı kazanmıştı, emperyalizmin boynu büküktü;Atatürk Latin Harfleri'ni alarak, Batı Emperyalizmi'nin onurunu, öz güvenini, öz saygısını, saygınlığını iyice kırmış ve ona meydan okumuştu. Çünkü muhteşem Batı Uygarlığı'nın temeli, başlangıcı sayılan Latin Harfleri'nin barbar, cahil, aptal diye dışlanmış, aşağılanmış ve işgal edilmiş bir ülke halkınca ne denli başarılı, olağan üstü, yaratıcı kullanılabileceğini göstermek de istemişti. Doğal ki bu durum, Batı'nın onurunu ve öz güvenini yıktı. Şimdi ise durum çok farklıdır. Bu saatden sonra q, w, x harflerini almak, emperyalizme, Atatürk'le yitirdiği ruhsal güveni, öz saygıyı ona tekrar kazandırmak ve emperyalizmin simgelerini ulusal simge yapmak anlamına gelecektir. Ama bu harfler Atatürk zamanında alınmış olsalardı, bu anlama gelmeyeceklerdi. Değişen ortamlar, koşullar, durumlar anlamları da değiştirir. Bu saatden sonra bu harfleri Türkçe'ye almak; Ulusal aroluşun değil emperyalizme ruhsal olarak da boyun eğişin utanç simgeleri olacaktır.Bence siyasi partiler öncelikle; emperyalizm, kapitalizim, diyalektik materyalizm, bilimsellik, ekonomi politik, ulusallık, Türkçe, Türk ne demek iyi öğrenmeliler. Q, w, x harfleri Kürt'çenin değil bu saatden sonra artık, emperyalizme ruhsal boyun eğişin de simgeleri olacaktır. Önce onur, sonra bilim, sonra din. Emperyalizme ise hiç geçit yok. Necdet Gürçiftçi 2009-Eylülde internette yayınlandı.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir