Şiir Defteri

KADERİNİZ İSMİNİZDE YAZILI OLABİLİR (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
31.08.2017 / 00:12
869 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ortalıkta tuhaf şeyler dolaşıyor. Felsefe, bilimsellik bilmeyen yani nitel ve soyut olmayan insan akılı herşeyi niceliğe indirgemeye ve böylece herşeyi anlamaya çalışıyor. Bu durum örneğin integrali, türevi ya da hukuku ya da felsefeyi domates saymakla anlamaya çalışmaya benzer. Kimisi sayıların peşine düşmüş kimisi de harflerin. Söyle bana sayını söyleyeyim sana kim olduğunu, söyle bana harfini söyleyeyim kim olduğunu, diyenlerle dolu ortalık. Herkes para kazanmak zorunda ve para kazanmanın da birçok yolu var kuşkusuz. Ben bu işi bedava yapacağım. Söyle bana adını ve soyadını söyleyeyim sana kim olduğunu. Benimki de bu. Bu gerçekte bilinen birşey. Yani genelde insanlar kendilerinde olmayan, arzu ettikleri, olmak istedikleri şeyleri çocuklarına ad, kendilerine de soyadı olarak koyarlar. Örneğin Mert sözcüğü genelde korkaklık taşır, Çalışkan sözcüğü de genelde tembellik taşır. Alim sözcüğü de genelde alimliği bırakın kitap okumakla bile ilgisi olmamayı anlatır. Örneğin adı Zeki olan çok şizofren vardır dünyada. Adı Evren olup da kendisinden başka şeyle ilgilenmeyen çok kişi de vardır. Örneğin her İsa İsa'ya benzeseydi herkes çocuğuna ad olarak İsa koyardı. Sayılarla, harflerle, adlarla, soyadlarıyla yorumlar yapıp para kazanmak gibi şeyler fetişist, putçul, akıldışı, bilimdışı şeylerdir ve cep doldurma işleridir, nitelikli dolandırıcılık işleridir. Yani bu durumda adınız ve soyadınız ile ters bir kişiliğe sahip olma olasılığınız çok yüksek. Bu durumda adınıza ya da soyadınıza bakıp varlığınızın ve geleceğinizin ne olacağını anlama olasılığınız yükselir; ve büyük olasılıkla da kaderiniz adınızın ya da soyadınızın tersi bir biçimde oluşacaktır. Örneğin benim soyadım Gürçiftçi olmasına karşın ne tarım toprak işlerini severim ne de beden olarak çalışmayı; ben daha çok felsefe, bilim, edebiyat, teknoloji işlerini yani beyin işlerini yani soyut işleri severim. Büyük olasılıkla atalarım beden olarak çok çalışkan kişilerdi ancak çiftçilikle uğraşanını hiç bilmiyorum, genelde ilgileri tekerlekli araçlara idi ve ben de üstelik araba kullanmayı bile sevmem, son model bile olsa. Gerçekte kader diye birşey yoktur yani insan hayatının doğmadan önce belirlenmişliği gibi birşey. Yani sayılara, harflere, adlara, soyadılarına bakıp kader üzerine atıp tutmak felsefeye, bilime ve dine aykırıdır. Eğer kader denilen şey olağan şeyler ise insan geleceğini az ya da çok değiştirebilir. Örneğin inşaat mühendisi olmayı hiç istemedim ve olmadım. İlgim hep toplumsal, soyut, bilimsel, felsefel, sorgulama işleri olan işlere ait şeylere idi. Örneğin çocukken polis olmak istedim hırsızları yakalamak için ancak sonra hırsızlığın fakirlikten olduğunu ileri sürüp bu kez de hırsızları fakir de oldukları için bedavaya savunacak bir avukat olmak istedim. Ancak sonra avukatlıkla mavukatlıkla bu sorunların çözülmeyeceğini anlayıp ekonomist olmak istedim ancak sonra bu sorunların var olan ekonomi biçimi ile de çözülemeyeceğini düşünüp komünist olmaya karar verdim ancak sonra sorunların bununla da çözülemeyeceğine karar verip bilge olmak istedim ve oldum. Yani polislikten bilgeliğe, nereden nereye. Ancak dikkat edilirse tümünde ortak nokta şu ve bilgelik için gerekli olan şey o da: Kendini değil geneli düşünmek. Yani ben kendini düşünmeyi de kendini düşünenleri de sevmiyorum. Necdet de korkusuz, yiğit demek; Gürçiftçi ise benim için belli ki felsefede, bilgelikte, beyinde, düşüncede çiftçi demek. Doğuş öncesinden kader diye birşey olsaydı zaten örneğin bilgisayar ve mikroskop olmazdı çünkü olacak olsaydı onları icat etmek zavallı kullara değil peygamberlere nasip olurdu. Kader denilen şey toprak gibidir; işlemez, yan gelip yatarsan da vardır, işlersen de ancak yine de toprak işlemesen de işlesen de topraktır. Yani örneğin hiçkimsenin kaderinde en azından şu sıralar dünyadan aya yürüyüp gitmek diye birşey yoktur. Ve sınırlı, engelli, kıt bir kader de asla ilahi, doğaüstü bir kader olamaz. Kimileri konuşur beyinler dolar, kimileri konuşur cepler dolar. Asla cebi dolanlardan olmak istemem çünkü cepler doldukça beyinler dolmama eğilimi kazanıyorlar. Yani düşünün ki bazı adlar ya da sözcükler kader açısından mutluluk ise herkes çocuğuna o adları ya da sözcükleri koyar ve böylece dünyada mutsuz, başarısız hiçkimse olmaz değil mi? Felsefel, bilimsel olmayan devletlerde, ülkelerde bu tür bilimdışılıklar çok görülür. Adı ya da soyadı Bilge olan herkes bilge olsaydı dünya güllük gülistanlık olurdu. Yani akıllıysanız kaderiniz akıllı olur, aptalsanız kaderiniz akıllı olmaz. Genelevlere bakın; adı dinsel olan, dinle ilgili olan sayısız fuhuş insanı vardır. Yani kaderiniz isiminizde yazılı olabilir ancak genel ki, olağan ki tersine olarak. Yani örneğin şeref sözcüğü şereflilik de olabilir tersi de olabilir, duruma bakmak gerek. Yani insna adı şeref diye ille de şerefli olmaz. Yani hayatınız, kaderiniz ya sizde olan ya da sizde olmayan şeye göre biçimlenecektir yani doğaüstü, akılüstü, bilimüstü, gerçeküstü birşeye göre değil; isiminize ve halinize bakın anlarsınız. Yani örneğin safsanız Zeki adının size yapabileceği birşey yoktur. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 29.8.17/18.16
Düzenleme: 31.08.2017 / 00:13
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir