Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / BEDDUA OKUTAN MÜEZZİN (DENEME)

Yazardan en yeniler

Bir yandan İslamofobi diye küçümsense de bir yandan da dünyada Müslümanlara ve dolayısıyla İslamiyet'e karşı büyüyen büyük bir tepki var. Bunun nedeni ise İslamiyet değil Müslümanlar yani Müslümanların İslamiyet'i yani Din hadisileri'ni bilmemeleri sonucu Din hadisileri'ne aykırı davranmaları, Din hadisileri'ne aykırı bir hayat sürmeleri. Kurban bayramı diye ortalık kan gölüne çeviriliyor, ortalık günlerce leş gibi kokuyor; Ramazan ayı diye geceleri gümbür gümbür davullar çalınıyor; namaz vakiti geldi diye üstelik de sabahın 5'inde 6'sında hoplarlörler üstelik de sonuna kadar açılıp ezan okunuyor. Elimizi vicdanımıza koyalım; dürüst davranırsak kim buna tepki göstermez. Yani düşünün ki akşam 7'den sonra apartmanda elektırik(elektrik) süpürgesi bile çalıştırmak, duvara çivi bile çakmak yasak deniliyor ancak adam her sabahın sabahın 5'inde, 6'sında, hoparlörü sonuna kadar da açmış gümbür gümbür, zangır zangır bir sesle önce 'Essela'lı birşeyler okuyor, beş on dakika sonra da yine sonuna kadar açık hoparlörle gümbür gümbür, zangır zangır bir sesle ezan okuyor, her dizenin sonunda sesi 10 saniye yankıya devam ediyor, 1 Km ötedeki camiden okuyor bunları ancak sanırsınız ki cami evinizin dibinde. İslamiyet öncelikle Din hadisileri'ne önem verir çünkü Din hadisleri doğru dini tanımlayan, anlatan, açıklayan, öğreten hadislerdir yani bir aracın motoru gibidirler. Bu hadislerden biri de der ki 'Gürültü yapmayın, gürültü yapan bizden değildir' yani gürültü yapmayı bile Müslümanlıktan yani dinden çıkaran birşey olarak görürler. Ancak bakıyorsunuz Ramazan ayı'nda geceleri sokaklarda gümbüür gümbür Ramazan davulları, sabahın köründe, tatil matil dinlemeden gümbür gümbür, zangır zangır ezan okumalar. Sonra da 'İslamofobi' imiş. Sahurun da zamanı var, ezanların da zamanları var ve bir de ezan saatlerini yazan takvimler var ve bir de çalar saat diye birşey var. Ezan okurken anfi denilen icattan yararlanıyorsun da namaza kalkmak için neden ezan saatlerini bilmekten ve çalar saatten yararlanmyorsun ve sahura kalkmak için davul yerine neden çalar saat denilen icattan yararlanmıyorsun? Bunun adı tembellik değil cehalet ve kibirdir yani dinin en nefret ettiği şeylerden ikisi çünkü başkalarının rahatsız olacağını düşünmek istememek, anlamamak ya cehalettir ya da bile bile kibir, başkalarının rahatsız olmalarından zevk, haz almak nefsi. Saygı görmek istemek öncelikle başkalarını rahatsız etmemekle başlar. Hem başkalarını rahatsız edip hem de onlardan saygı bekleyemezsiniz. İslamiyet'i yani dini ibadetlere eşitlemeye çalışanlar var; onlar ibadetler dışındaki hiçbirşeyi takmıyorlar, önemsemiyorlar oysa İslamiyet yani din demek öncelikle Din hadisileri'dir çünkü onlar doğru dini anlatan, açıklayan, tanımlayan hadislerdir ve karmaşık birşeyin doğrusunu öğrenmeden o şeyin doğrusunu yapamazsınız. Bir müezzin var. Sabahın 5'inde 6'sında hoparlörü sonuna kadar açıp 'Essela'lı birşeyler, sonra da sabah ezanı okuyor, gümbür gümbür, zangır zangır. Ve ben o müezzine her sabah beddua ediyorum. Hadis de zaten 'Gürültü yapmayın, güürültü yapanlar bizden değildir' demiş. Gürültü nedir? Genelde sesle rahatsız edici olmak, özelde ise başkalarını yani insanları sesle rahatsız etmek. Yani çok güzel bir şarkı bile insanları rahatsız edecek biçimde aşırı yüksek sesle söylenirse gürültü haline gelir. Ezandır ancak bunu insanları ya da başkalarını rahatsız edici hale getirmemek gerekir. Zaten bu müezzinler gerçek İslamiyeti yani gerçek dini bilselerdi zaten ezanları, selaları gazel gibi okumazlardı çünkü bir hadis de 'Ezanı makamlı okumayın' der. Yani örneğin bakıyorsunuz Kuran'ın Türkçe çevirisi düz okunuyor, Arabçası ise gazel gibi okunuyor, Kuran şiir değilki besteli, makamlı okuyorsun; Din hadisileri 'Din bilimdir, bilim yoksa din de yoktur' der; siz hiç fizik, kimya bilimleri derslerinin gazel okur gibi anlatıldığını gördünüz mü? Din bilimdir, mzik dersi değilki. Nedir bu; ezanı, Kuran'ı müzik gibi okumak hevesi, arzusu, yanlışı, nefsi, cehaleti? İşte Din hadisileri'ni bilinmezse herşey böyle yanlış, aykırı oluyor. Ezanın, Kuran'ın amacı güzel okunmak değilki, doğruyu söylemektir; siz hiç doğruları besteli, makkamlı söyleyen bir hallk gördünüz mü, duydunuz mu; bir adres(yolca) sorduğunuzda size yolcayı şarkı gibi mi söylüyorlar? Bunlar hep Din hadisileri'ni bilmemekten, cehaletten, kibirden ve nefsten kaynaklanıyor. Yahu insanlar rahatsız edildikten sonra dinin ne anlamı var? Sonra da işte böyle; müezzin ezan okuduğunu, Müslüman olduğunu, güzel yaptığını sanırken özelde ona beddua okunur, genelde de dünyada İslamiyet'e ve Müslümanlara karşı tepki oluşur. Yani düşünün ki sokağınızda kilise var ve günde beş kez gümbür gümbür, zangır zangır çan çalıyor. Din hadisileri diyor ki dinlilik, Müslümanlık alimlik, efendilik, medeniliktir. Peki hani nerede? Dünyada kim alim, efendi, medeni insanlara tepki gösterir. Müslümanların bir sözü vardır: 'İğneyi kendini, çuvaldızı başkasına batır' diye. Artık Müslümanların çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi kendilerine batırmalarının zamanı çünkü Din hadisileri'nden bile çok uzaktalar. İslamiyet'in şartları 'Namaz kılmak' diyor, 'Sabahın bir köründe hoparlörü sonuna kadar açıp bangır bangır, zangıır zangır ezan, sela okumak' değil. Nasıl bir 'Kentsel dönüşüm' ise incecik, 15 Cm'lik zeminli binalar, üst kattaki komşunun horultusundan uyuyamadım, kalktım bu kez de hoparlörü sonuna kadar açmış, bangır bangır, zangır zangır müezzinin sesinden yatamadım. Altını çıkarmanın, işlemenin sesi bile gürültü, rahatsızlık verebilir. Yani güzel şeyler bile yanlış yapılırlarsa çirkin hale getirilebilirler. Yani güzel bir şarkıyı bile karga sesli biri söylerse rahatsız edici olur. Hoparlörleri karga yapmayalım lütfen. Diyanet nerede acaba? Dinden başka işlerde mi? Üsta katta bir kiracı vardı, namazlarda dizlerini yere vurduğunda evimin camlarım zangır zangır sallanırdı. Bu işler böyler olmaz. Din ya da Müslümanlık 'Ben istediğimi yaparım' demek değil 'Alim, efendi, medeni olmak'tır. Din ya da İslamiyet diktatörlük değil bilimdir. ? Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 1.9.17/06.27
Düzenleme: 02.09.2017 / 01:59

BEDDUA OKUTAN MÜEZZİN (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler