Şiir Defteri

BAY BAYAN KADIN (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
10.12.2017 / 03:12
957 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Birzamanlar(Bir zamanlar) bırakın 'Seni seviyorum karıcığım' sözünü, 'Karıcığım' sözünü, 'Karım' sözünü duyabilmek için bile can atardı kadınlar. Yani 'Karı' sözcüğününün bile bir değeri, toplumsallığı, onuru, gururu vardı. Birtakımları onu da beğenmediler. Çünkü insanlık akıldışı, mantıkdışı, ahlakdışı, bencil, sorumsuz, nicel, tikel, yoz bir duruma sürükleniyor. Ancak artık ortalıkta sütyen, bikini denilen sütyen-külot iç çamaşırı ile dolaşan; felsefel, bilimsel ve dinsel olarak nefsin ve utanmazlığın zirvesine ulaşmış ve felsefeye, bilime, dine, akıla, mantığa, olağan ya da sıradan insan bilincine bile aykırı öyle halle kendisini bayanların tacı, zirvesi, önderi, üstünü, kahramanı, en güzeli, en dayanılmazı, en çekicisi, en zekisi, en akıllısı, en mantıklısı, en uygarı(medenisi), en kültürlüsü, en çağdaşı sanan bayan türü bu şizofrenik Nars(Narce) sanısına uygun olacak övgü(iltifat) sözcükleri aramakta kendine. Bu yüzden artık birzamanların 'Hanım, bayan' sözcüklerini bile beğenmiyor ve olağanüstü birşey bulmuş gibi kendisine 'Kadın' denilmesini istiyor, 18 yaşında bile olsa, henüz bekaret içinde bile olsa çünkü Batı ve yandaşları toplumu, insanları esiri oldukları cehalet ve nefsle yanlış yönlendiriyorlar çünkü bayanlar ne kadar çok utanmaktan uzaklaşırsa, ne kadar çok çıplaklaşırsa birtakım cepler daha iyi, daha çok, daha güzel doluyor. Ancak felsefel, bilimsel bir gerçek var: Nefs önce akılı alır, sonra ahlakı yani utanmayı, sonra da doğru, iyi herşeyi. Yani utanmazlığın gideceği yer açık ki önce pornodan, sonra da dünya savaşından başka yer değildir çünkü sömürgeci, faşist, insanlıkdışı savaşları hep utanmazlık çıkarır. Ancak başka bir sorun var: Türk ve İslam kültürlerinde kadın sözcüğü ya da kavramı utanması olan ve evli yani bekareti kalmamış bayanlar için kullanılır yani gelenek görenek, töre gibi birşeydir yani genel anlamda bir 'Utanma' ve 'Başkalarından, toplumdan utanma' gerektirir. Ancak ortalıkta bikini, mayo diye sütyen, külot yani felsefeye, bilime ve dine göre çıplak dolaşmanın nesi utanmak ile alakalıdır(ilgilidir)? Yani hem ortalıkta utanmazlık içinde dolaşmak hem de bir utanma kültürü olan 'Kadın' sözcüğünü ya da kavramını ya da tanımını kullanmak hangi hakladır, hangi akılladır, hangi mantıkladır, hangi vicdanladır? Gerçek ki insanlığa maymundan bir evrimle düşük zeka, düşük akıl, düşük mantık ile başlayan insanlık bunca bilim, teknoloji ve medeni hayat olanakları içinde, sırf cehalet ve nefs içindeki, oy kaygısı içindeki siyaset yüzünden adeta bir gizli Alzheimer durumuna gelmiştir, getirilmiştir. Çünkü düşünün; hem ortalıkda sütyen külot ile yani dini tanımlayan Din hadisileri'nin bile dine koyduğu ilk koşullardan biri olan 'Din utanmaktır, din edebtir, edeb yoksa din de yoktur' tanımına ve uyarısına aykırı olarak bulunup hem de kendilerine 'Dinli, dindar' diyen insanlarla dolu oldu dünya. Yani düşünün; kumsalda, havuzda mayolu üstelik de hiç tanımadıkları baylarla birlikte sütyen-külot ile birlikteler ve boyunlarında bir de haç kolye, İsa(Jesus) kolyesi var; bu gizli Alzheimer değil de nedir? İşte faşist, gerici, insanlıkdışı, bilimdışı diktatörlüklerin temel nedenlerinden biri de insanlıktaki bu gizli Alzheimer durumudur ve din denilen inanç da buna göre oluşmaktadır. Yani din denilen inançlara bakın hepsi de dine yani Din hadisileri'ne aykırı, zıt, düşman şeylerle doludur. Ancak bu durum en başta siyasetçilerin ve ekonomileri ellerinde tutan kapitalistlerin işlerine gelmektedir. Yani günümüzde demokrasi denilen ve felsefel, bilimsel açıdan gerçek, nitel, bilimsel demokrasi olmayan, önüne gelenin oy kullanmasına dayalı nicel, tikel, bilimdışı, sözde demokrasinin temel gücü de insanlıktaki bu gizli Alzheimer'dır. Yani düşünün örneğin bir siyasi parti 'Bana oy verirseniz demokrasiyi kaldıracağım' diyor ve ona oy veriliyor, o başa geliyor. Yani düşünün bir siyasi iktidar dine uygun şeyler söylese de alkışlanıyor, dine aykırı şeyler de söyleyse alkışlanıyor. Gerçek ki hem 'Dinliyim' demek hem de ortalıkta dine aykırı dolaşmak, dine aykırı yaşamak, benim savım ki, benim tanımımla 'Gizli Alzheimer'dan başka şey değildir çünkü dinin söylediklerini unutmaktır ve bunu mutlak, sürekli, düzenli, alışkanlık olarak unutmaktır yani hergün 'Okula gidiyorum' diye evinden çıkan bir öğrenci hergün okul yerine başka yerlere gitse bu ya kasıtlıdır ve kötü niyettir ya da kasıtsız, gizli bir Alzheimer'dır yani nereye gideceğini sürekli olarak unutmaktır. İşte kapitalizım(kapitalizm) denilen insanlığın ekonomisel son lanetinin amacı gizli Alzheimer içinde bir insanlık yaratmaktır ve istediği gibi köle gibi, robot gibi kullanmaktır. Yani bakın sözümona 'Kadın hakları' açısından dünya önderi olan ve bizim dilimizle bayana 'Kadın' denilen Abd'de her saat başı bir porno filım(film) çekilmektedir. Kadın diyorlar da ne oluyor? Bayan sözcüğü bay sözcüğünden geliyor diye bayan denilmek ve demek istemeyenler kadın sözcüğünün nereden geldiğini sanıyorlar? Bence kadın sözcüğü kadı sözcüğünden geliyor ve kadılar hep baydı yani bu açıdan da kadın sözcüğü erkek kültüründen geliyor yani bu bir. İkincisi yine benim savım ki bizim kültürümüzde kadın demek 'Güvenilir' demektir de çünkü 'Kadı' sözcüğünün öz anlamı da budur bence. Şimdi bakalım: Din hadisileri yani din diyor ki 'Din utanmaktır, ahlaktır, edebtir; utanmak yoksa din de yoktur; edeb giderse din de gider'. Ve kendilerini dinli diyen insanlar bu hadislere aykırı olarak bir giyim, görünüm, hayat biçimi içine girmişlerse onlar önce din yani inançları açısından, din yani inançları için güvenilmez kimselerdir yani dini yani dinli olmayı aldatmak çabası içine girmişler demektir ki kendi dinini, kendi inancını bile aldatmaya kalkanlara, aldatmaya kalkmışlara başkaları neden güvensin? Sonra evlilik ahlak, edeb de demektir ve zina yani aldatmak yani ihanet boşanma nedenidir de. Peki ortalıkta bikini, mayo diye sütyen-külot yani dinsel açıdan çıplak dolaşmanın yani yatak odasında dolaşılması gereken bir kıyafet ile ortalıkta, herkesin içinde dolaşmanın nesi ahlak, edeb? Yani bunlar ahlakı, edebi, dini ne sanıyorlar? 'Ben ne dersem, ne yaparsam o, keyifim(keyfim) bilir' mi? Benim önerim ki bay yerine 'Yetişkin insan erkeği' ve kısaltma olarak 'Yeiner' denilsin, bayan yerine 'Yetişkin insan dişisi' ve kısaltma olarak da 'Yeindi' denilsin ve bekareti gitmiş ve kadın kültürüne uygun olan bayana da 'Kadın', evli baya da 'Adam' denilsin. Biyolojik ve hukuksal açıdan da, bekareti olmayan bayana da teknik olarak kadın denilebilsin. Yani bu işler böyle gitmez ve akılı başında bir toplum, ülke, insanlık, dünya da böyle her gelenin kafasına, keyifine göre olmaz. Doğru, gerçek, iyi toplumlar, devletler, insanlık ve dünya bilimsellik üzerine kurulu olur. Ey ortalıkta sütyen-külot dolaşan ve kendine 'kadın' diyen bayan; bir bu ülkenin tarihindeki kadına bak bir de kendine. Senin için kadın olmak biyolojik, cinsel bir işlemdir, eylemdir ancak bu ülke için kadın olmak bir kültürdür, kültürel bir eylemdir ve ahlaksal, edebsel bir içeriğe sahiptir. Yani lütfen artık kendinize gelin; yoz Batının arkasına takılıp ahkam kesmeyin. Gidin önce felsefe, bilim ve Türkçe öğrenin. Zaten bilimsel toplumlar kendilerini siyasete, oy sandığılarına(sandıklarına), siyasetçilere değil felsefeye, bilime, ahlaka, düşünürlere(filozoflara), alimlere, bilgelere yönettirirler. Nene Hatun'a, Zübeyde hanıma, bayan evliyalara, bayan dervişlere; utanma erdemi, utanma örneği, utanma zirvesi bayanlara kadın denilen bir ülkede Lady Gaga'ya, Madonna'ya, ortalıkta sütyen-külot dolaşanlara övünç, gurur, onur, övgü(iltifat), kültür anlamında yani nitel anlamda yani soyut anlamda kadın diyemezsin, ancak teknik yani nicel yani somut, sıradan anlamda yani laf olsun diye diyebilirsin. Felsefenin, bilimin ve Türkçenin bir anlamı, değeri, önemi vardır. Yani bence bayan demek henüz bekareti olan, henüz kadın olmamış yetişkin insan dişisini de içerir. Kadın kavramı ise bayan kavramının içinde olan bir kavramdır. Yani kız çocuğuna bayan denilemeyeceği gibi henüz bekaret içindeki örneğin 19 yaşındaki bir bayana da kadın denilemez. Ancak kadına bayan da denilebilir. Yani 21. yüzyılda olsun, biraz olsun felsefel, bilimsel ve Türkçesel olun artık. Bu yüzden diyorum ki anaokulundan üniversite sona kadar felsefe ve Türkçe dersileri(dersleri) zorunlu olmalıdır. Yani felsefe ve Türkçe öğretmeyen eğitim eğitim, üniversite üniversite değildir. Siyasi iktidarlar Arabça, Arab kültürü, Arab tarihi, Osmanlı, iktidar yandaşılığı(yandaşlığı) öğreteceklerine bunları öğretsinler yoksa Türkiye ileriye sanıp hep geriye gitmeye mahkum olur. Ancak ne yazık ki ülkeyi yönetenlerin bile 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçeyi terk etmeliyiz' dedikleri, diyebildikleri ve hala da başta kalabildikleri çok tuhaf bir ülkede yaşıyoruz oysa Türkçe hem felsefenin hem bilimin hem tüm dillerin hem de dünya dilinin temelidir. Bu açıdan Türkçeye ihanet felsefeye, bilime, Türkiye'ye ve insanlığa da ihanet olur. Kendi dilimiz açısından bile ne hallere düşmüşüz, düşürülmüşsüz de bize ekonomi verileri, ekonomi sayıları sunuyorlar övünmemiz için. Yazık ve ayıp. Kuşkusuz ki sayılarla gelenler sayılarla giderler de. Diline sahip çıkamayan hiçbirşeye sahip çıkamaz ve öteki devletierin esiri olur, aya bile gitse; ekonomide, bilimde, sanatta, işçi haklarında, insan haklarında, hayvan haklarında ve teknolojide dünya önderi bile olsa. Yani bir milletin önce iki şeyi önemlidir: Ahlakı ve dili. İşte bu yüzden ki Atatürk 'Ben insanın ahlaklısını severim' demiştir ve dini tanımlayan Din hadisileri de 'Din ahlaktır, ahlak yoksa din de yoktur' demiştir. Hem Atatürk açısından hem de din açısından ne hallllerdeyiz be hey. Kalkmışlar bir de 'Bayan mı diyeceğiz, kadın mı diyeceğiz?' diyorlar. Yahu siz gidin önce felsefeyi, bilimi, Din hadisileri'ni ve Türkçeyi öğrenin. Yahu doğru, iyi yolda olmadıktan sonra bayan denilse ne olur, kadın denilse ne olur. Alın işte ortalık kendilerine insan denilen birsürü insanlıkdışı dolu. Felefeciler yerine edebiyatçılar üzerine kurulu bir Türk dil kurumu ile de ancak bu kadarı oluyor demekki(demek ki). Yani herşey lay lay lom. Yazık olsun, ayıp olsun. Ben durumdan felsefe, bilim, din, insanlık, zeka, akıl, mantık, eğitim, Türkçe ve dilbilimi adına utanıyorum. Ya siz? Tarih mantıksızlığın ebesine hep tükürdü ve hep mutlaka tükürür. Yani önce mantık. İnsan akılı ateştir; cehalet, nefs, siyaset ve ticaret onu kumla, suyla, külle yok etmeye çalışır. Ortalıkta sütyen-külot, çıplak dolaşan bayana kadın demek; ortalıkta sütyen-külot, çıplak dolaşan bayana rahibe demeye benzer. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 9.12.17/10.38
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir