PENCERE
Pencerenin önüne oturmuş, dışarıya bakıyorsun!..
Mahallende düğün telaş
kızlı erkekli çocukları izliyorsun
İçinde bir burukluk, bir boşluk,
gözlerin bulutlara oturmuş
bakıyor mavi derinliğe,
aldığın nefes pencerende buğu oluyor
bir kumru konuyor pervaza
göz göze geliyorsun kumrunun masumiyetiyle
gizemini anlamaya çalışıyorsun!..
işte o an-
ben-
geçiyorum...
pencerenin önünden-
geçerken-
sana-
bakmakla bakmamak arasında kalıp,
bakmamak isterken-
bakıyorum...
sende bakmıyorsun-
görmüyorsun beni...
Kumru uçup gidiyor sen anlamadan gizini,
yaprak çiziyorsun buğuya, rüzgarın düşürdüğü
yeşil yırtmaçlı, gündüzün saf beyazlığının üzerine
dolanan, akşamın telaşını çiziyorsun, belleri bükülü.
İçindeki boşluk büyüyor, boşluğunu çiziyorsun
pencerende ki çöl iklimine, bakınca güneş bir köşede,
kumruyu koyuyorsun orta yere, tutunacak dalı kalmamış,
yolunu kaybetmiş. Sanırım üşümüş en sıcakta bile.
Rüzgarı belliyorsun toprağa düşmüş, şimşek hızındaki
düşlerin bile gerçekliği kaybolurken, kendi gerçekliğini
çiziyorsun, parça parça bağışladığın gülümsemeyle.
Kayıp düşlerini arıyorsun pencerende ki gölgeler diyarında.
Bir çok yağmur damlaları ekliyorsun parmağınla,
ırmaklara döksünler diye acılarını yüklüyorsun sırtlarına,
denizler çiziyorsun amaçsızca dolaşan siyah köpüklü,
siyah yüzlü bulutlar dolanıyorsun kaplamış gökyüzünü.
Sarı yeşil benekler vuruyorsun dağ yamaçlarına
camın kırılmadan önceki sessizliğini işaretliyorsun
kuş düşleri çiziyor, aklını veriyorsun yabanıl kuşlara
gönlünü bana değil, kuru dehlizlere atıyorsun boşuna.
Kafes yapıyor ve içine hapsediyorsun ay ışığını,
çocuk yürekli yıllarını koyuyorsun yanına, umutlu,
iz bırakmadan geçip giden zamanı, kaybolan yıllarını,
saçları aklı yalnızlık çiziyorsun, unutup kalmış aşkı.
Arafta buluyorsun kendini, kalbin aklına isyan ederken,
güneşten parlayan ruhunun cenazesini gömüyorlar,
kimsesizler kimsesizliğine, ve soyunuyor ruhun
tüm bedenlerinden. Sen pencerene bunları çizerken;
Aklından ben geçiyorum ıslanmış bir kanat hışırtısıyla,
ve benim içimin kıpırtılarını çiziyorsun tüm heyecanımla,
ben dışarıdan bakıyorum, görüyorum seni ve pencereni,
beni çiziyorsun ama, sevgilim-biz hiç gözgöze gelmedik ki!..
yoksa,
yoksa sende benimi?
ÜMİT NADİR ESİRCİ