Şiir Defteri

ZEYTİNDALI VE SAVAŞ

Yazan: Birturkbilgesi
25.03.2018 / 06:33
1235 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Moda, siyaset ve özel sektör dine aykırıdır Çünkü bunlar herşeyden önce nefstir Yani dinin, akıl ve ruh sağlığının, ruhsal beyinin en büyük düşmanı Yani modanın, siyasetin ve özel sektörün olduğu yerde Nefs vardır ki nefs de hem en büyük hem de en tehlikeli cehalettir, İnternette 'Sosyal medya' denilen yerlerde hep görüyorum Siyasi iktidar yandaşlarının yaptıkları ana, temel şey Hakaret etmek, küfür etmek gibi şeyler Çünkü felsefe, bilim ile ilgileri yok Çünkü siyaset zaten cehalet ve nefs demektir Yani 'Gözünün üstünde kaşın var' bile dediğinde işin bitti Hemen hakarete, küfüre başlıyorlar Bakın hep 'Reis, reis' diyorlar, hep reis istiyorlar Hiç 'Düşünür(Filozof), alim, bilge' istemiyorlar Hep 'İdam isteriz, idam isteriz' diyorlar Hiç 'Demokrasi, laiklik, bilimsellik, adillik, evrensellik, kitap okumak isteriz İşçi halkları savunulsun, İnsan haklarına uyulsun' demiyorlar Çünkü bir cehalet ve nefs olan siyaset insanları ve insanlığı Beyini ve ruhu düşünür(filozof), alim, alime, bilge olmaya Düşünce insanı olmaya değil cehalete ve cehaletin açılımlarına götürür Bakın hep 'Reis bizi Hafrin'e götür' diyorlar Hiç 'Bizi felsefeye, bilime, bilimselliğe, Din hadisileri'ne, kitap okumaya götür' demiyorlar Çünkü cehalet ve nefs hep bedensel işlerle mutlu olmak ister Bakmayın siz ülkedeki okul, üniversite, üniversite mezunu sayısına Bakmayın siz siyasetçilerin okul, üniversite açtıklarına Gerçek ki siyasetin olduğu ülkede cehalet asla bitmez, daha da derinleşir ve genelleşir Çünkü siyasetin kendisi zaten herşeyden önce cehalet demektir Gerçekler diyor ki tek doğru yol felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir, Öncelikle gerçek şu ki Felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne göre Siyaset dine aykırıdır çünkü siyaset cehalet ve nefstir ki Bunu dünyadaki siyasetçilerin özel hayatlarına bakıp anlayabilirsiniz Gerçek ki siyaset bir düşünürlük(filozofluk), alimlik, alimelik Bilgelik olma alanı değil Cehaletin nefsinden, nefsin cehaletinden başka şey değildir ki Bunu da siyasetçiler arasında kitap okuma oranının çok düşüklüğüyle anlayabilirsiniz Bakmayin siz siyasette akademisyenler olmasına Onlar yalnızca kendi üniversite dallarında ezbercilik yapmış Ezbercilikle üniversite bitirmiş, ezbercilikle akademisyen olmuş kimselerdir Yoksa hiçbir akademisyen bilimdışı şeylere inanmazdı Ve bir cehalet ve nefs ülkesi olan siyasete karşı çıkarlardı Ve ülkelerinin siyasetle değil bilimle yönetilmesini isterlerdi Yani her üniversite diploması olan kişi üniversite okumuş demek değildir Yani siyasete karşı çıkmak yerine siyasetçi olan Siyaseti savunan üniversite mezunu, akademisyen Ya da bilimdışı şeylere inanan, bilimdışı inançları olan üniversite mezunu Ve akademisyen üniversite bitirmiş ancak üniversite okumamış demektir Yani o mabede giden ancak dini tanımlayan Din hadisleri'nden haberi olmayan Dini inancını din sanan sözde dinliye benzer Yani gerçek üniversite mezunu, gerçek akademisyen Koşullar gereği ve bilimin iktidar olması için siyasetçi olabilir ancak siyasete karşı çıkar, Kuzey Suriye'de Zeytindalı olarak tanımlanan bir olay var Siyasi iktidar buna 'Operasyon, harekat' gibi adlar vermişler Ve bu olaya 'savaş' denilmesine karşı çıktılar Ancak sonraları bir ara Akp başkanı kişi 'Bu bir savaştır' dedi Şimdi burada siyasetteki cehaletten başka bir de tutarsızlığı görüyoruz Bilemem, belki ertesi günü de 'Bu bir savaş değil operasyon' Ya da 'harekat' demiştir Burada yalnızca cehalet ve tutarsızlık değil Bir de Türkçe ve dil bilimi bilmemezlik cehaleti de var Ve bir de Türklerin ta Orta Asya'dan ya da daha öncesinden de başlarına en büyük bela olan 'Yabancı hayranlığı' sorunu da var Ki önce 'Bu savaş değil herekat, operasyon' diyen kişi Sonra 'Bu bir savaştır' dedi zaten Neden Türkçe ve konuya uygun bir sözcük olan 'savaş' denilmiyor da Arabça olan 'Harekat', Fıransızca(Fransızca) olan 'operasyon' deniliyor Oysa harekat sözcüğü yalnızca 'hareket etmektir' Operasyon sözcüğü de 'Oper'dan yani 'Açmak'tan gelir Yani örneğin hastahanede bir tıp operasyon yapılmışsa Bir hastanın dersi kaldırılıp 'biryeri açılmıştır' demektir Yoksa operasyon değil 'tedavi, sağaltım' olur Yani dil de Türkçe de çok önemlidir Yani Türkçe de dil de yalnızca bir iletişim aracı değil düşünme, felsefe, bilim İnsanlık, evrensellik aracıdır da Daha önce de 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçe terk edilmelidir Yerine başka bir dil gelmelidir' denilmişti zaten Bu da ya Türkçeyi bilmemek ya Türkçeyi küçümsemek Ya da yabancı hayranlığıdır Ve hangisi olursa olsun cehalettir Ve Türkiye'yeve Türkiye Türklerine en tehlikeli saldırı Türkçeye saldırıdır Yani Türkçe giderse yalnızca Türkiye değil felsefeye, bilime, öteki dillere İnsanlığa, evrenselliğe Türkiye'den katkı da gider Çünkü Türkçe yani Türkiye Türkçesi yalnızca Türkiye'nin değil felsefenin, bilimin İnsanlığın ve evrenselliğin de dilidir ki bu konuda çok yazı yazdım Yani gerçekte Türkçe olmadan ne felsefe ne bilim ne din ne öteki diller ne insanlık Mükemmel, zirve, tam olur, Bakın ortada birden çok cehalet var: 1- Siyaset zaten cehalettir 2- Tutarsızlık cehaleti 3- Türkçe ya da dil bilimi bilmeme cehaleti 4- Yabancı hayranlığı cehaleti, Felsefe ve toplum bilimi terimi ile bir olay olan 'Zeytindalı' olayına Neden savaş denilmiyor Belli ki Türkçe iyi bilinmiyor Çünkü belli ki 'savaş' sözcüğü 'saldırmak' sanılıyor Oysa savaş sözcüğü 'bir saldırıyı sav'dan, 'bir saldırırya karşı savunmak'tan gelir Buyüzden(Bu yüzden) ki örneğin Kansere karşı savaş vardır, Uyuşturucuya karşı savaş vardır Sigaraya karşı savaş vardır, İşsizliğe karşı savaş vardır, Cehalete karşı savaş vardır Kuraklığa karşı savaş vardır, Fuhuşa karşı savaş vardır, Teröre karşı savaş vardır Kanser, uyuşturucu, sigara, ahlaksızlık, cehalet, terör gibi şeyler gerçekte hem insana Hem topluma hem de insanlığa karşı saldırıdırlar Ve durdurulmazlarsa yayılırlar yani durdurulmazlarsa yok etmeyi Zarar vermeyi, kötülük yapmayı sürdürürler Saldırı olan sözcük savaş değil 'sal' kökünden gelen Ve 'saldırmak' eylemini içeren 'Salaş' sözcüğüdür(kelimesidir) Yani Türkçenin ve dilbiliminin yeterli bilinmediği açık Yani ayıp olan şey savaş değil salaş; bunu daha önce de başka yazılarımda yazdım Demek ki siyaset okumayı, öğrenmeyi sevmeyen bir dünya Öyleyse demek ki ülkelere ve dünyaya çözüm değil sorun olur Ki olmaktadır da zaten Ne dedi iki ünlü siyasetçi: 'Ben kitap okumuyorum' dedi, Zeytindalı 'olay'ına neden savaş demek istenilmiyor Belli ki herşeyden önce Türkçe ve dilbilimi(dil bilimi) iyi bilinmiyor Bu yüzden de belli ki savaş 'zarar vermek, zarar vermek, kötülük amaçlı birşey' sanılıyor Oysa zarar veren, zarar vermek amaçlı, kötülük yapmak amaçlı olan şey savaş değil salaştır Savaşın temel özelliği savmaktır İkinci temel özelliği ise 'zarar görmek, zarar görecek Kötülük görmek, kötülük görecek olmak'tır Yani 'Zarar vermek, kötülük yapmak isteyen' birşeyin var olmasıdır Örneğin sigara, içki, uyuşturucu, işsizlik, kuraklık, yangın, deprem, yoksulluk Gibi şeyler de zarar veren şeylerdir ve durdurulmazlarsa zarar vermeyi sürdürecek şeylerdir Yani savaş sözcüğü hem zarar, kötülük görmeyi, görecek olmayı içerir Hem de süreklilik içerir yani başlayıp bitmiş Yani artık yok olmuş, artık var olmayan birşeye karşı savaşmak anlamsız olur Buyüzden ki hukukların hak olarak verdiği 'Yasal savunma/Meşru müdafa' bile Yüze karşı yapılır yani kaçmakta olan birine, kaçmakta olan bir sırta karşı yapılmaz Yapılırsa savunma değil saldırı olur Yani Zeytindalı olayına 'savaş' denilirse 'Bakın kendilerine saldırmayanlara saldırıyorlar Kendilerine saldırmayanlara zarar veriyorlar, kötülük yapıyorlar' Denilmesinden çekinildiği için savaş denilmiyorsa çok yanlıştır Çünkü terör varlığıyla zaten sürekli bir saldırı, zarar vermek, kötülük yapmaktır Yerinde duran, kimseye bir zararı olmayan bir bataklık bile Zaten varlığı ile bir saldırıdır, zarardır, kötülüktür En azından, atıl, kullanılamayan bir alan, israf, olanaksızlık yarattığı için, ekonomiye, tarıma, Şimdi bu bilgiler ışığında felsefel ve toplumbilimsel açılarından bir 'olay' olan Zeytindalı'na bakalım Zeytindalı neye karşı yapılıyor, teröre karşı Terör zarar, kötülük veriyor mu, veriyor Bu zarar, kötülük sürekli mi, sürekli Öyleyse Zeytindalı olayına rahatlıkla savaş denilebilir ve denilmelidir de Yani kendisine karşı savaşılmayan bir terör olmaz Kendisine karşı savaşılmayan birşey zaten 'sorun' olmaz Yani Zeytindalı olayına rahat rahat 'savaş' denilebilir ve denilmelidir de Kimse de buna birşey diyemez Çünkü savaş demek felsefeye, bilime, Türkçeye ve dil bilimine uygun birşey Yani sineğe sinek demeyip de balık mı diyeceksin Yani Zeytindalı'na savaş demeyip harekat ya da operasyon demek Ya Türkçe bilmemek cehaleti ya da Türkçe düşmanlığı cehaletidir Çünkü yanlış, kötü, zararlı birşey olan terörün saldırısına karşı savaşılıyor. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 24.3.18/10.16
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir