Şiir Defteri

BÖYLE SÖYLEDİ TÜRK BİLGESİ- 77

Yazan: Birturkbilgesi
24.11.2017 / 16:01
946 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ülkemizde yalnızca demokraside, devlet yönetiminde, ülke yönetiminde Toplumda yetersizlik, yanlış yok, herşeyde var Örnek hukukta da Çünkü ülke felsefeye, bilime ve ahlak göre değil Siyasete ve ticarete yani cehalete ve nefse göre düzenlenmiş durumda, Bir hukukun felsefe, bilim, ahlak ile ilgisizliğinin ilk kanıtlarından biri de Zina, fuhuş, eşcinsellik, eşcinsellik evlilik, çıplaklık Ahlaka aykırı giyim gibi şeylerin yasak olmamasıdır Yani o ülkenin artık felsefeye, bilime ve ahlaka aykırı olduğunu anlamak için Başka birşeye gerek yok Yani doğru bir ülkede olması gereken ilk şeylerden birisi Zina, fuhuş, eşcinsellik, eşcinsel evlilik, çıplaklık, ahlaka aykırı giyim Gibi şeylerin yasak olmasıdır Bir ülkede bunlar yasak değilse kuşkusuz ki Yönetim biçimi, devleti, ekonomisi, medyası, sanatı, hukuku, dini Yani herşeyi yanlış olacaktır, Gördüğüm kadarıyla ülkemizde bilimsellik adına gerçekten ürpertici bir hukuk Yargılama yapısı var Çünkü hukuk düzeni bilimsel değil Bu yüzden öncelikle hukuk fakültelerine zorunlu felsefe Ve zorunlu Türkçe dersi zorunlu bence Ben bugüne kadar imla yanlışsız yazan bir avukat görmedim Türkçe dersinden nasıl geçmişler anlamak zor, Araştırdığım kadarıyla ülkemizde bilim adına Hukuk, yargı diye gerçekten ürpertici bir durum, bir hal var Araştırmalarıma göre örneğin sanık 'Pazumu gösterdim' diyor Yargıç 'Yumruğumu gösterdim' yazdırıyor Çünkü ona 'Yumruk gösterme'nin tehdit suçu olduğu öğretilmiş Ve yumruk göstermeye şartlanmış Pazu göstermeyi anlayamıyor çünkü suç değil Çünkü bacak göstermek gibi birşey 'Pazu göstermek mi, nasıl yani?' diyor Yani pazu ile yumruk konusunda bile bir Türkçe yetersizliği var Yani siz 'Pazumu gösterdim' demişseniz Ve yargıç siz farkında olmadan 'Yumruğumu gösterdim' yazdırmışsa Hapı yuttunuz demektir çünkü tehdit suçuna ve bu suçun itirafına girer 'Şahit yalan söylüyor' deniliyor Yargıç 'Aleyhime ifadeleri kabul etmiyorum' yazdırıyor Yani söylenilenle alakasız şeyleri yazdıran yargıçlar var Yani sanık ya da şikayetçi avukat tutmamışsa Ya da yeterli bir dikkati yoksa mahkeme tutanağı Sanığın ya da şikayetçinin söylemediği sözlerle dolabiliyor Ve bu durumda masum insan suçlu olarak mahkemeden çıkabiliyor Yani sonra da hukuka, yargıya güvenmek nasıl birşey olur acaba Yani hukukta ve yargıda felsefel ve Türkçesel yani bilimsel bir eksiklik var Sonra Aynı olayda vahşice saldırana da Kendini insanca meşru müdafa yapana da suçlu iddianamesi yazan savcılar var Nasrettin hoca'nın 'Sen de haklısın, sen de haklısın' demesi gibi Sonra Bileklerden tutmanın anlamı bilinmiyor Yani size saldıran birini bileklerinden tutmuşsanız Ve bileklerinde tırnak iziniz kalmışsa Ve siz 'Bana saldırdı ve ben de kendimi korumak için bileklerini tutup sıktım' Demişseniz Eğer saldıran kişi size saldırdığını inkar ederse Ve şahidiniz de yoksa Suçlu saldırgan beraat ediyor, siz ceza alıyorsunuz Oysa saldırmak bilekleri tutmak, sıkmakla yapılmaz Bilekleri tutmak, bilekleri sıkmak bir savunma belirtisidir Yani hiçbir saldırgan saldırdığının ağızını burunu dağıtmak yerine Saldırdığının bileklerini tutup sıkmaz, Felsefe ve Türkçe konusunda yetersizlik darp konusunda zirve yapıyor Çünkü pet su şişesi, ev terliği, meyve gibi şeyler silah sayılıyor Belli ki silah sözcüğünün felsefel ve Türkçe anlamı bilinmiyor henüz Yani saldırıda kullanılan herşey silah sayılıyor gibi bir durum var Bu durumda ekmek de silah sayılıyor yani Müslümanların nimet dediği şey Ve bu durumda belki yalnızca bizim ülkemizde 'Yenilen silahlar' diye birşey oluşuyor Yani birine kötü amaçla Yani saldırı ya da savunma amacıyla atılan yaş pasta da silah oluyor bu durumda Bu durumda siyasetçilere atılan yumurta da silah oluyor Yani bu durumda gül de silah oluyor Yani insanlara gül atmaya da gelmez Yani birisi sizin için 'Bana gül atıp saldırdı' diye şikayette bulunursa Hapı yuttunuz demektir Peki sanıklar ve şikayetçiler ve vekilleri konuşurlarken neden ayağa kalkıyorlar Yargıçlar otururlarken Ayakta durmak yargıçlara saygı mı yoksa Peki yargıçlara saygının adaletle ne ilgisi var Oturduk yerden adalet olmuyor mu İnsanlar zaten mahkemelerde heyecanlı oluyorlar Ve bir de uzunca süreler ayakta ifade vermek ne kadar çok yorucu İnsan bir de yaşlı ya da hasta ise Ve insanlar oturduk yerden daha rahat kendilerini ifade edebilirler Daha rahat kendilerini savunabilirler Vatandaşa eziklik aşılamak niye Hukuk diye, yargı diye Ve yazıcılar otururlarken yargıçlarla birlikte Bence hukuk, yargı yargıca saygı odaklı değil Felsefeye, bilime, hukuka saygı odaklı olmalı Gerçekler ve doğrular ayağa kalkmak değil Açığa çıkmak isterler, Yani ülkemizde genel olarak ülkenin Özel olarak hukukun felsefeden ve Türkçeden uzaklığı o kadar büyük ölçülerde ki İşte böyle tuhaflıklar da işin zirvesi oluyor Oysa felsefeye ve Türkçeye göre silah 'Silinen, düzenli ve sürekli olarak bakımı yapılan Ve yenilip içilmeyen birşey'dir İşte felsefe ve Türkçe bilmek bu kolaylığı sağlıyor Yani felsefeden ve Türkçeden uzaklaşmak böylesine kötü, vahim sonuçlar doğuruyor Yani genelde felsefenin ve dilbilimin egemen, temel olmadığı Özelde ise zinanın, fuhuşun, eşcinselliğin, eşcinsel evliliğin, çıplaklığın Ahlakdışı giyimin serbest olduğu ülkelerde doğru, iyi bir hukuk ve yargılama Beklemek, ummak yanlış oluyor Yani bu gidişle, bu kafayla gerdek gecesi bile cinayete teşebbüs sayılabilir Yani 'Ev sahibim 5 yıldır oturmakta olduğum evden Evimi basıp beni zorla evden atmak istedi Bana saldırdı' diyen sanığa 'Beş yıldır adamın evinde oturuyormuşsun, sen de çıksaydın' Diyen yargıç var, Sonra bir de hem 'Adalet mülkün temelidir' deniliyor Hem de bir avukata birşey sormak bile ücrete tabi Bu nasıl iştir Siz hiç bir doktorun muayenehanesinde 'Birşey sormak ücrete tabidir' diye bir yazı gördünüz mü Böyle bir durumda nasıl 'Adalet mülkün temelidir' denilebilir Avukatlar bile parasız ağızlarını açmıyorlarsa Adalet ne kadar sağlanılabilir Eğer doktorların muayenehanelerinde 'Danışmak ücrete tabidir' yazıyorsa O ülkede sağlığın temel ve amaç alındığı söylenilemez Eğer avukatların bürolarında 'Danışmak ücrete tabidir' yazıyorsa O ülkede adaletin temel ve amaç olduğu söylenilemez Yani nasıl ki doktorlar vatandaşlar kendilerine sağlık konusunda danıştıklarında Tıp adına mutlu olmalılar Avukatlar da hukuk konusunda kendilerine danışıldığında Hukuk adına mutlu olmalılar Herşeyin para üzerine döndüğü bir ülke de doğru ve iyi bir ülke değildir, Yani herşeyin başı bilimsel bir düzen, bilimsel bir ülke, bilimsel bir devlet Yoksa ne bilimsel ülke yönetimi olur ne bilimsel hukuk Yani herşeyi temelinden ve felsefe ve bilim ile değiştirmek gerekir Peki bu ülkede kendisine felsefeyi ve bilimi temel ve amaç almış Kaç siyasi parti, kaç siyasetçi var Bence sıfır Bence ülkemizin 21. yüzyılda bile üst alanlarda her türlü geriliği bu yüzden. Yani yalnızca demokraside, siyasette, ekonomide, sokaklarda ürpermesin Hukukta, yargıda da ürpersin keyifiniz Yani devlet ayrı olmalı, siyaset ayrı En doğrusu,en iyisi de siyaset yasaklanmalı Çünkü siyaset cehaletten ve nefsten oluşan bir rutubet, küf gibidir Yani Avrupa da olmasa belli ki bu kadar da hukukumuz olmayacak Yani dostu düşman edip düşmanı dost göstermek gibi birşey Yani imla yanlışsız bir mahkeme dilekçesi bile yazılamayan bir ülkede Hukuka, adalete, yargıya nasıl güvenilebilir Yani birileri uyduruk bir darp raporu almışsa Ve iki yalancı şahit bulmuşsa Evliya, melek olsanız işiniz bitmiş olabilir Boşanma davalarında yalancı şahitlerin cirit attığını bilmeyen var mı Yalancı şahitler üzerine boşanma, adalet, yargı, hukuk, toplum Ülke, devlet, vatan mı olur, Bu ülkede işte bu yüzden 'Mahkemeye düşmek' sözü var Bu ülkede işte bu yüzden 'Yüzü mahkeme duvarı gibi' sözü var Bu ülkede işte bu yüzden 'Allah mahkemeye de hastahaneye de düşürmesin' sözü var Oysa mahkemeler felsefe, bilim yani bilimsellik yeri olsalar İnsanlar güle oynaya, mutluluk, sevinç içinde giderler Haklı, doğru, dürüst insanlar bile mahkemeye korku içinde değil Kimler yapıyor hukukları, kanunları Felsefe, bilim, düşünürler(filozoflar), alimler, alimeler, bilgeler değil Siyasi iktidardaki siyasetçiler yani siyasetçiler yapıyor Peki siyaset gerçeğin ve doğrunun ülkesi mi Yoksa cehaletin, nefsin ve yalanın bininin bir para olduğu ülke mi Yanlış dala binilip doğru meyve toplanmaz, Nereye gidiyor bu ülke nereye Demokrasi diye de nereye götürülüyor, din iman diye de Gerçek ki felsefenin, bilimin olmadığı yere götürülüyor Bunun da çok kötü sonuçlarının olması kaçınılmazdır Yani önce bilimsellik gerek Bilimsellik İşte bu yüzden ki dini tanımlayan Din hadisileri de Atatürk de 'Önce bilim' der Siyasete son, özgürlüğe başlangıç Bir ülkede hukuk, adalet, yargı sistemi, düzeni Hastahaneler, tıp kadar güvenilir, sağlam değilse O ülkede gerçek hukuk, gerçek adalet, gerçek yargı yoktur Yani düşünün sapasağlam olmasına karşın kim Doktorları, hastahaneleri, tıppı 'Bende kanser var' diye kandırabilir Aynı şey hukukta, adalette, yargıda da olmalı Yani hukukun, adaletin, yargının felsefel, bilimsel bir özü, düzeni, görünümü Var oluşu ve amacı olmalı Bakın sokaklarda onlarca sabıkası olan insanlar var Çünkü hukuk, adaleti, yargı, ülke, devlet bilimsel değil Ve belki de hapishaneler hayatlarında tek bir suç işlemiş Ve belki de bir daha hiç suç işlemeyecek insanlarla dolu Adaletin bir bedeli vardır Ve bu bedele adaletin kendisi katılmalı Çünkü adalet bir bedel karşılığı olur Ve suçsuz, huzurlu, güvenli bir toplum da adaletin katlanması gereken bir bedeldir Ben artık mahkemeye 'düşmek'ten korkuyorum Hastahaneye 'düşmek'ten ise hiç korkmuyorum Çünkü hastahanede bilim var Oysa görülüyor ki hukukta yok Yani bir doktor teşhisine ishal yerine kanser yazsa acaba başına neler gelir Oysa 'Pazu' yerine 'Yumruk' yazan yargıça ne olur Bilimsellik bu mu yani Bence hemen, acil olarak genelde tüm üniversitelere Özelde hukuk fakültelerine Zorunlu felsefe ve zorunlu Türkçe dersleri koyulmalı Yoksa hep şu olur: 'İktidara gelen düdüğü çalar' Savcı diyorsa hakkını arayan vatandaşa Yardımcı olmak yerine öfkeyle, sinirle, kızgınlıkla 'Sen avukat mısın, ben savcıyım İstediğim gibi yaparım, sana ne?' Gerçek ki bir ülkede hukukçular, adalet sağlamakla görevli kişiler 'İstedikleri gibi yapabiliyorlar' ise Ne o hukukta, adalette, yargıda bilimsellik vardır Ne o ülkede Belki bu yüzden ahlaksız Batı bile dünyayı yönetirken Biz sayın, saygın, dahi kahraman Mustafa Kemal Atatürk'e karşın 21. yüzyılda bile hala ağlıyoruzdur İlah olsaydım lanetleyeceğim ilk şey siyaset olurdu Çünkü kendini bozduğu gibi herşeyi de bozuyor Bir ülkede Bağımsız, tarafsız ve özgür olması gereken Devletin memurlarını, memurelerini siyasetçiler işe alıyorlarsa Siyasetçiler atıyorlarsa O ülkeden gerçekler ve doğrular adına birşey beklemek biraz fazla şekerlik olur Bir ülkede bilgeler ağlıyorlarsa o ülkenin işi bitmiş Gökyüzüne güneş diye yıldız takılmış Cehalet ve nefs ve üstelik zulüm ve adaletsizlik Mutluluğun ve var oluşun kardeşi olmuş demektir Önce bilim, önce bilimsellik, önce bilimcilik Ve bilimin, bilimselliğin, bilimciliğin efendisi de felsefedir Felsefesiz üniversiteye üniversiteye Felsefe bilmeyen üniversiteliye de üniversiteli denilmez Halkımız 'Canımı al, akılımı benden alma' der Ben 'Canımı al, felsefeyi benden alma' derim Çünkü felsefesiz bir can zaten ölü demektir Ne zaman ki hukuk, adalet, yargı suçluyu ve suçsuzu Gözlerinden ya da sözlerinden ya da özel hayatından tanır Ya da felsefeyle, bilimle tanır İşte ben o zaman huzurluyum demektir Yoksa içim hep kan ağlayacak Yani avukat sanki önce suçlulara karşı değil Yargıçlara ve savcılara karşı gerekli gibi Mahkemeye 'düşülmesin' artık Mahkemeye 'yükselinsin'. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 24.11.17/15.56
Düzenleme: 03.10.2022 / 05:13
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir