Şiir Defteri

BÖYLE SÖYLEDİ TÜRK BİLGESİ- 116

Yazan: Birturkbilgesi
19.03.2018 / 00:08
822 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Doğal bilimler dışındaki sözler bir giysinin dikişlerine değil davranışlara Ya da özel hayata benzerler Sözler koltuk değnekleri ya da pusula gibidirler Değneklere değil yola Pusulaya değil gidilecek yere bakın Ya da sözler bir sayı kümesi gibidirler Sayılara değil ortalamaya, yöne bakın, Hayatın en kötü yanı Yalnızca hayvanlara da açık olması Ya da hayvansal olması değil Hayvanlıklara da açık olmasıdır Buyüzden(Bu yüzden) diktatörlerle, diktatörlük heveslileriyle Zalimlerle, zulümlerle, insanlıkdışılıklarla, insanlıkdışılarla Bolca karşılaşır insanlık, Size felsefe diye felsefe tarihi, felsefe mazisi, felsefe magazini ve Bunlara boyuneğmeyi(boyun eğmeyi) ezberletecekler Buna asla boyuneğmeyin Felsefe ezber değil uygulamalı bilimdir, Mutlu olduğun anda yitirmişsin demektir Çünkü gerçekler ve doğruları ya bilmiyorsun ya unutmuşsun Ya umursamıyorsun demektir Kendini mutlu, huzurlu, güvenli, özgür, başarılı duyumsamak için yiyip içmek nefstir İnsan mutluluğu, huzuru, güveni felsefede, bilimde Ve dini tanımlayan Din hadisileri'nde aramalıdır Çünkü yenilen içilen şeyler helaya gidecek geçici şeylerdir Oysa felsefe, bilim ve Din hadisileri ruha gidecek kalıcı şeylerdir Ve onlar da dünya, beden mutluluğunun yanlış olduğunu öğretirler Yani gerçek mutluluk mutlu olmamaktır Mutlu olmamanın zıttı mutsuzluk değil mutlu olmamaktır Yani mutsuzluk başka, mutlu olmamak yani gerçekçi, doğrucu olmak başkadır, İlahlar insanların canlarını alabiseler bile onurlarını alamazlar Ülkesinin, toplumunun ve insanlığın sorunlarına ilgisiz Yalnızca aşka, sevdiğine, mutluluğa, kişisel hayatına ilgili bir şair İncir çekirdeği içindeki sineğin şairidir, Düşünmeyi sevmeyen insanlara düşünmek zırvalamak gelir Düşünmek cehalete ve nefse zırvalamak gelir Medeni toplumlar ile barbar toplumlar arasındaki farklardan biri de Düşünmeye tutumlarıdır Barbar toplumlarda 'Kafa şişirme' emir, sinirlenme sözü vardır da 'Vücut şişirme' emir, sinirlenme sözü yoktur Çünkü onlar kafalarının şişmesini değil vücutlarının kas ya da yağla Şişmesini severler çünkü görünen gösterişi severler Onlar düşüncelerin kafa patlatmasını sevmezler ancak Yumruklarla tekmelerle kafa, göz patlatmayı severler, Gerçekler ve doğrular özgürlük kadar sorumluluk da verirler Ki buna kölelik de denilebilir, 'Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın Gel seni tarihe gömelim desem sığmazsın' demiş Mehmet Akif Ersoy Ancak gerçek ki vatan toprağına herkes sığar, 'Bazan insanlar çok güzel oluyorlardı Görünüşleriyle değil Söyledikleriyle de değil Sadece varlıklarıyla Ve hiçkimse sıradan değildir' demiş Markus Zusak Oysa varlığıyla güzel olarak tanımlanmak insan olmaya hakarettir Sıradan ya da sıradan olmamak değil Felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne uygun olmak önemlidir Bunlara uygun ol da ister sıradan ol ister sıradan olma, Türkiye'nin ve Türkiye ordusunun Türkiye'yi korumak, insanlığı korumak ve dünyayı korumak ödevleri vardır Ancak başkalarının vatanlarını korumak görevi yoktur, 'Bazan kendine gelmen için başkalarından gitmen gerekir, uzaklaşmak özgürlüktür' demiş Bukowski Felsefeye, bilime, dini tanımlayan Din hadisileri'ne Gerçekçi ve yaşamaya yakınlık için Başkalarından uzaklık zaten bazan değil sürekli gereklidir Ancak uzaklaşılan kişiler felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne ait kişilerse Onlardan uzaklaşmak yanlıştır Ve uzaklaşan kişi de eğer felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne uygun kişi değilse Uzaklığı da yakınlığı da bir anlam, değer taşımaz Ve uzaklaşmak özgürlük değildir çünkü özgürlük birilerine mesafe ile ilgili değil Felsefe, bilim ve Din hadisileri'ni bilmekle Yani doğru insan olmakla ilgili, 'Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder' demiş Rıfat Ilgaz İçi kor dolu bir dünyada içi bağırsak bok dolu insanlar ayakta durmak için Maddi, nicel, somut birbirlerini değil Felsefe, bilim, dini tanımlayan Din hadisileri gibi Evrensel ve sonsuz manevi, nitel, soyut değerleri temel edinmeli ruhuna Bir insan bir insanla ayakta duracak ya da yıkılacak kadar basit, zayıf, zavallı Bilinçsiz, mantıksız, değersiz, ilkesiz olmamalı, 'Savaşmaktan kaçınır kim varsa alnı kara Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara' demiş Nihal Atsız Cehalet ve nefs akılı işte Çünkü din bile kan dökmek, dünya malına hükmetmek üzerine değil Dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kuruludur Amaç dünyaya hükmetmek değil insanca bir dünya yaratmak olmalıdır Ve dünyaya asıl hüküm yalnızca felsefe, bilim, teknoloji Ve Din hadisileri'ne uymakla olur Bak Hitler kan dökmeyi çok iyi biliyordu ancak sonu hezimet oldu Ve Spartalılar'a bak ve Romalılar'a bak Ne yazık kendilerine şiddeti, kavgayı, savaşı, kanı örnek alanlara Kuşkusuz ki onlar değil felsefeyi, bilimi Onların özeti, özü Din hadisileri'ni bile bilmeyenlerdir Ne acı ki o sözleri söyleyen bir de öğretmen imiş Bir de sözümona düşünür(filozof) diyorlar ona Anlaşılan ki ne ona düşünür diyenlerin ne de onun felsefeden, bilimden Ve dini tanımlayan Din hadisileri'nden haberleri yokmuş Topraklara hükmetmek değil felsefeyle, bilimle, Din hadisileri ile, insanlıkla Ruhlara ve insanlığa önder olmak önemlidir, 'Kendini tanıyan, herkesi tanır' demiş Ziya Gökalp Oysa tanımak yalnızca felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri ile, gerçekleri ve doğruları bilmekle olur Ve bu kişi bir de 'Bütün Türkler bir ordu, katılmayan kaçaktır Töremizde yazılı: Harpten kaçan alçaktır' demiş Türk milleti ordu değil düşünür(filozof), alim, alime, bilge, bilimci olmalı Niye acaba birileri sürekli olarak Türk milletini Felsefe, bilim, teknoloji, Din hadisileri Düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgelik, bilimcilik, kitap okumak, kitap yazmak yerine Savaşa, silaha, sıpora(spora), modaya, gövde gösterisine, şiddete yönlendirmeye Felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden, kitap okumaktan Kitap yazmaktan uzaklaştırmaya çalışıyor Bunların değil felsefeyi, bilimi, Din hadisileri'ni Onlardan öz almış Atatürk'ü de anlamadıkları açık, Türkiye'nin devlet olarak da millet olarak da en temel, en büyük zaafı ve sorunu Yabancı hayranlığı'dır bence Ta Orta Asya'lardan gelen Ve Atatürk'ün ölümünden sonraki Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'in Avrupa kılasikleri(klasikleri' denilen kitapları Harı harıl Türkiye'ye sokması ile Türkiye tarihinde ilk kez zirveye ulaşan, 'Anlamadığın şeyi yargılamaya kalkma' demiş Abd'li bilimkurgu, korku, fantezi Türü kitaplar yazarı George Raymond Richard Bir Batılı, yabancı söylemiş ya Herzamanki(Her zaman ki) gibi hemen sarılınmış 'Batılı söylemiş, yabancı söylemiş Türk söylememiş öyleyse mutlaka ya da büyük olasılıkla doğrudur' diye Bir düz, nicel mantıkla Halt yemişler çünkü yargılamayı yani düşünmeyi 'Anlamak'la sınırlandırmak Daha en baştan felsefeye, bilime aykırıdır çünkü bunlar anlamadıkları şeylerle de uğraşırlar Yani anlamayan insanlar da anlamadıkları şeyler ile ilgilenmek Ve onlar hakkında konuşmak hakkına sahiptirler Öte yandan 'Anlamak' nedir bu sözde Onlar'a göre anlamak yani birilerine göre anlamak Çünkü felsefe, bilim ile ilgisiz hiçkimse birşeyi Felsefenin, bilimin anlatmak istediği biçimde anlayamaz Öte yandan 'Yargılamak' da anlamaya çalışmaktır Yani örneğin astrolojiden hiç anlamayan biri 'Astroloji çok saçma birşey' diyebilir Ve haklıdır da Yani Ankara tarihini bilmek için Ankaralı mı olmak gerekir Felsefeye, bilime göre 'Anlamadan yargılamak' da bir 'Anlamaya çalışma' çabasıdır Yani asıl hem anlamamak hem yargılamamamak durumu kötüdür Yani en azından ikisinden birini seçmek gerekir Yani örneğin bir kadın fakirlik nedeniyle fuhuş yapıyorsa Bu durum fuhuşu doğru yapmaz. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 18.3.18/23.40
Düzenleme: 19.03.2018 / 00:18
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir